Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sevgisizlik de sevgi kadar içtendir. Bir zamanlar sevdiğiniz birinin artık zayıf olduğunu hissettiğinizde, duygularınız sizi ondan uzak tutmak üzere harekete geçer. Hayatta kalma savaşınızda fazladan bir ayak bağına hiç ihtiyacınız yoktur. İçinizde bir burukluk kalır belki, ona karşı sorumluluğunuz olduğunu düşünürsünüz. Ama fazla üzerinde durmazsınız. Hayat, takım dışı edilen zayıf oyuncular için üzülmeye vakit bırakmaz. Bu ilişkinin diğer tarafında olmak ise hayatta en çok acı veren şeylerden biridir. Sizi bırakanlardan anlarsınız ki, artık tekrar çıkamayacak kadar batışa geçmişsinizdir, batışınızı durduracak hiçbir şey yoktur. Güvendiğiniz, sarılmak, tutunmak istediğiniz "sevdikleriniz" sizin batışınızın durdurulamaz olduğunu hissettikleri anda, yanınızdan uzaklaşmak için saniyeleri saymaya başlarlar. Bu arada beyinleri, vicdan azabı çekmelerini engelleyecek küçük oyunlar oynayabilir. Mesela yaptığınız ya da söylediğiniz bir şeye çok kızarlar. O kadar kızarlar ki, sizi bir daha görmek istemiyorlardır. O kadar kızılacak bir şey midir söylediğiniz? Pek önemi yoktur, onlar bunun gerekli doğrulamasını yapmışlardır. Zaten içgüdüleri sizden uzak durmayı söylemektedir, akıl ona gerekli kılıfı bulur. İnsan böyle pis bir hayvandır işte.
Demek ki kaderde, ölmeden önce sizi tekrar görmek varmış!
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Sizi eve bıraktıktan sonra tekrar caddeye çıktım. Caddedeki kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret falan değil… İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile… Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda, hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor… Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker uzun uzun anlatacak birini. O zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı tasavvur edemezsiniz....
Kimse veda etmek istemez, sizi tekrar görmek istemedikleri sürece...
Kısa zamanda bitirmelik hoş bir romandı. Dili sade ve anlaşılır edebi cümleleri ise çok güzeldi. Arthur’un yetiştirilme tarzını sevdim. Günümüzde de ebeveynler çocuklarını bu bilinç tarzında yetiştirseler ortada çok sıkıntı kalmaz gibi. Lauren’i çok tanıyamadık bence. İkinci kitapta daha çok tanıyacağız sanırım. Kitapta Arthur’un yaptığı her ne kadar romantik delisi bir hareket olsa da gerçekte insanlar direkt akıl hastanesine sokarlardı. Kime anlatırsa anlatsın yapacakları ilk iş bu olurdu. Paul’e helal olsun hakkını vermeden geçmeyeyim böyle dost herkese nasip olsun yani polisi de aynı şekilde kutlamak lazım ahlaki açıdan gerekeni yaptığı için. Devamını merak ediyorum o yüzden ikinci kitabı ‘Sizi tekrar görmek’ kesin alacağım. Bakalım ikiliyi neler bekliyor.
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Reklam
Mahmure Abla geldi ve dedi ki: — Dün gece Kolonel Heathcote Smythe geldi, seni görmek istedi. Şimdi, sen gelmeden önce de geldi, tekrar geleceğini söyledi. Kolonel H. Smythe, Amerikalı Galthorpe’un sağ koluydu ve Rumeli Hisarı’nda bize komşuydu. Kendi kendime dedim ki: “Her hâlde şahsen beni tevkife gelecek değildir; olsa olsa, siyasî bir şeyler
Hiç şüphesiz, nasıl ki geçmişte, Albertine’e, beni sevsin diye, “Sizi sevmiyorum,” dediysem, benimle çok sık görüşsün diye, “Ben insanları görmeyince unuturum,” dediysem, ayrılık fikrinin önüne geçmek için, “Sizden ayrılmaya karar verdim,” dediysem, şimdi de, bir hafta içinde mutlaka dönmesini istediğim için, “Ebediyen elveda,” onu tekrar görmek istediğim için, “Sizinle görüşmem tehlikeli olurdu,” ondan ayrı yaşamak bana ölümden beter geldiği için, “Haklıymışsınız, birlikte bedbaht olacaktık,” diyordum. Heyhat!
Reklam
"Gitmek ya da terk etmek iradeyle yapılan eylemlerdir."
"Sizi eve bıraktıktan sonra tekrar caddeye çıktım. Caddedeki kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil... İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile... Sadece bir yalnızlık ihtiyacı... Öyle günlerim oluyor ki etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurdugumu hissediyorum. Kafamda, hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor. Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini... O zaman ne kadar hazin bir hâl aldığımı tasavvur edemezsiniz!
Sayfa 115Kitabı okudu
"Düşündüğüm oluyor," diye yanıtladı Arthur. "Sık mı?" "Biraz sabahları, biraz öğlenleri, biraz akşamları, biraz da geceleri."
Sizi tekrar görmek memnuniyetini söyleyebilmek için kelime bulamayacağım…
Sayfa 489Kitabı okudu
“şimdi... yeni gelen herkes hoş geldi, eski öğrencilerimiz sizi tekrar görmek ne güzel, sihir dolu bir yıl sizleri bekliyor.”
597 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.