Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Cehennem, birden girilen bir yer değildir; oraya, küçük adımlarla farkında olmadan girilirdi.
Geçmişimize bakarak geleceğimizi kestirmeye çalıştığımız anlar vardır. İnsan ücra yerde bir kayanın üstünde oturur ve büyük bozgunların dökümü geçmiş ile koyu bir karanlık­tan ibaret gelecek arasında uyum yakalamaya çabalar. Bu an­lamda zamanın, tefekkürün ve uzaklığın bir araya geldiğinde mucizeler yaratacağına inanıyordum.
Reklam
Bir insanın gözleriyle gördüğü bir manzaranın, iç gözde gizlenenlerin yansıması oluşuna sık rastlanır.
Ama kesin olan şu: en kötüsü sessizlikti. Daha doğrusu gü­rültünün olmayışı. Ağacı bol doğa yaşamına özgü melodiler yoktu, ne kuşlarımız vardı ne de çığlık çığlığa böceklerimiz.
şöyle bir yalnızlığa ihtiyacım var
… bir sürgün yalnızlığıyla on iki ay boyunca orada yaşamak zorundaydım. … Boş zamanım olacağını düşünüyordum, yaşamımın son yıllarında uzak kaldığım okumalarla beynimi doldurma­yı istiyordum.
Bir insanı çok yakından tanıdığında onu yargılamanın olanaksız olduğunu söyledim.
Reklam
Tanrı’nın sabrıyla karşılaştırıldığında, insan yaşamının bir yılı nedir ki?
“Bir hayal kırıklığı sizi buraya sürükledi, bundan eminim,” dedi kaptan.
Nefret ettiğimiz insanlardan sonsuza dek uzak kalamayız. Öte yandan, yine aynı nedenle, sevdiklerimize asla büsbütün yakın olamayacağımızı da düşünebiliriz.
" Dünya kötü insanlarla, çok kötü insanlarla dolu. Ancak saf bir adam , insanların iyi olduğuna inanabilir. "
Sayfa 90 - Jaguar KitapKitabı okudu
Reklam
robot oğlan
Ama kundaktaki bebeğin muammaydı tabiatı.. İnsan değildi ki bu, robot bir oğlandı! Ne sıcak ne de tatlı, üstelik deri yerine ince soğuk bir tenekeyle kaplı. Kafasında teller ve tüpler vardı. Yatmış orada, öylece bakıyordu, ne ölüydü ne de canlı.
Bütün gözler bakar, bazısı gözler, pek azı görür.
Gözlerime inanamıyordum, gördüğüm kişi ben miyim? Solgundum, ölülere has bir solgunluk. Özellikle gözlerim iflah olmaz bir delinin gözleriydi. Mavi göz bebeklerim koyu kırmızı adacıklarla çevriliydi. Göz kapaklarımda ve çevresinde yarışırcasına mosmor halkalar. Soğuk ve korku dudaklarımı kavurmuştu. Boynumda kaşkol gibi duran kalın sargıda, kanlı, kurumuş yara kabukları, hafif nemli ve irinli kan pıhtıları vardı. Bedenim artık yaraları kapatma sanatını anımsatıyordu.
Kendimi bitkin hissettiğim, göz kapaklarım birer kurşun gibi kapandığı sürece, canlıyım demekti.
Yaşam ve gelecek, düşmana çevrilen bakışa bağlı olduğunda, kim gözlerinin prizmasını değiştirmeye hazır olmazdı ki.
Sayfa 165Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.