Haydut Karokep
Jarvinen konuşmasında Haydut Karokep’in hayatını hatırlattı:
-Efendiler! Bundan yirmi beş yıl önce bütün Finlandiya’yı heyecan ve
dehşet içinde bırakan Johan Karokep ismini hatırlıyor musunuz?
Karokep, bir hırsız ve hayduttu. Büyük şehirlerdeki bankaları, işyerlerini ve kiliseleri
soyardı. Hırsızlık yaparken âdeta polise
Jarvinen, Okunen ve Gulbe Nasıl Kral Oldular?
Reçel Kralı Jarvinen anlatıyor...
Ben önceleri yoksul bir sokak çocuğuydum. Şimdi ise yurdumuz için
büyük ve iyi bir güç olduğumu söyleyebilirim.
Ben bu konumumu kime borçluyum?
Tesadüfen dinlediğim bir konferansa değil mi?
Daha önce de söylemiştim. Küçük dükkânımda kurabiye ve
Kal denizinde, dipte, çılgın rüya.
Sen ki bazı geceler bir zaman
Sahte mutluluklar verip kalbime,
Acılar çektirdin bana!
Şimdi bir deniz hortlağısın,
Gündüzleri bile korkutuyorsun beni —
Kal orda dipte, ebediyen!
Yanına atıyorum işte:
Acılarımı günahlarımla birlikte,
Başımda nicedir ötüp duran
Delilik çıngırağını da;
İkiyüzlü olmanın o soğuk
Parlak yılan derisini sonra;
Bunca zaman hasta ruhumu,
Tanrıyı, melekleri inkâr eden
Uğursuz ruhumu sarmıştı o deri.
Hoiho! Hoiho! İşte rüzgâr!
Yelkenler fora! Pırpır eden, kabaran
Yelkenler! Sessiz korkulu yüzeyde
Hızla ilerliyor gemi.
Ve kurtulmuş ruhta sevinç sesleri.
Sen.
Makinenin başındaki adam, atölyedeki adam.
Yarın sana su boruları ve yemek kapları yapmayı bırakıp
miğferler ve mitralyözler yapmanı emrederlerse,
yapacağın bir tek şey var:
HAYIR de!
Sen.
Tezgâhı ardındaki kız ve büroda çalışan kız.
Yarın sana el bombalarını doldurmanı ve keskin nişancı tüfeklerine dürbün takmanı
-Yanılıyorsam lütfen düzelt! Sağlığın seninle görüşmediğimiz zaman diliminde biraz kötü gitti sanırım?
-Haklısın...Gözünden birşey kaçmıyor...Geçen hafta üç gün yataktan çıkamadım.Biraz soğuk almıştım.Ama ben bundan üzerimde hiç iz kalmadığını düşünüyordum?Yanılıyor muyum yoksa?
-Hayır hayır...Bu konuda bir sorun yok.Alabildiğine sağlıklı
Kimsede bulamadım menfaatsız bir yürek;
Kadınlar bana yalnız soğuk bir deri verdi.
Bir kardeş sevgisini uzattığım her erkek,
Çamurladıktan sonra kalbimi geri verdi...
Kimsede bulamadım menfaatsız bir yürek;
Kadınlar bana yalnız soğuk bir deri verdi.
Bir kardeş sevgisini uzattığım her erkek,
Çamurladıktan sonra kalbimi geri verdi.
Vickers çantayı açtı ve içine baktı. Kıkırdamamak için kendimi güç tutuyordum. Gri renkte gri takım elbiseli bir adamın gümüş rengi deri bir el çantasını kendi çantası gibi karıştırması acayip görünüyordu.
Ana hışımla, "uyandırmam" dedi.
"Uyandırmam. Acımızdan öleceksek de ölelim.
Bir çocuğun çalışmasından ne olur?"
Gözleri incecik kolda.
Şimdiye kadar, çocuğun bunca zayıf olduğunun
farkına neden varmadığına şaşıp kalıyor.
"Acımızdan öleceksek de ölelim."
Uzun, örgülü saçını ağzına alıp hırsla
Olay Kanada'da geçiyor...
Eh yâni! Sabaha kadar da burada duracak değildim ya! İstemeye istemeye dükkânı terkettim. Otele kadar olan beşyüz metrelik uzaklık gözümde büyüyordu.
Henüz bir yirmi otuz metre kadar yürümüştüm ki geniş kaldırımın yol tarafındaki bir kanapenin üzerinde simsiyah sakallı, dilenci kılıklı biri dikkatimi çekti. Bütün