Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Televizyon, aylak, şuuru iğdiş edilmiş, hiçbir zaman okumak ve düşünmek alışkanlığı kazanamamış sokaktaki adam için icat edilmiş bir nevi afyondur.
"Bilirsi­niz, biz yalanla bir hayat örüyoruz, birbirimizi iyisin gü­zelsin diyerek aldatıyor, bu sayede memnun oluyoruz. Memnun olmak, yalancılara vergi bir şey. Oysa yalnız acı çekmeyenler, veya geberesiye acı çekenler, yalan söyleyebilir. Hepimiz memnunuz."
Sayfa 208Kitabı okudu
Reklam
"Ben, yâni Kamarot Hasan, Afrika’da bir liman özlüyorum ve burada bir yabancı­yım. Hiçbir şey demek değilim. Bir virgül. Bir belki."
Sayfa 179Kitabı okudu
"Belki bir kere daha kay­betmek istiyorum. Bu bana acı verecek. Doğru. Zaten kahrolmuşum. Doğru. Ama, iki kere ikinin dört ettiği­ni, bir kere daha kanıtlamak isteyene, kim ne diyebilir?"
Sayfa 178Kitabı okudu
"Sizin hiç her şeyinizi bir belkiye bağladığınız olmamış mıdır? Hele bazı hallerde, insan bunu yapmak için, hayvancasına arzu duymaz mı? Bilir ki bundan sonrası, bundan evvelsine nazaran, birkaç kat daha çe­kilmez olacaktır. Bu, hiçbir şeyi değiştirmez. Arzuya baş eğer ve tam insan olmak yolunda, bir adım atmış olur."
Sayfa 178Kitabı okudu
"...hiçbir şeye inan­mamak sırrına erebilmek, daha önce bazı şeylere inan­mış olmayı gerektirir. Bir değeri yoktur. Aslolan inan­mayı, inanmamayı, hiç düşünmemektir. Bunu ancak gerçek cahiller, yâni köylüler ve büyük tüccarlar yapa­bilir. Keyiflerine dokunulmadıkça, gerçekten mutludur bu adamlar. Biz genellikle acı içindeyiz. Mutluluk dedi­ğimiz zaman bile, acıyla karışık bir şey anlıyoruz."
Sayfa 173Kitabı okudu
Reklam
"Ben İstanbul’um. Bu yüzden, kahrımdan ölüyo­rum. Bu olsa olsa, çilemin bitmediğine ve daha çok uzun yaşayacağıma işarettir. Çünkü: Siz belki bilir, bel­ki bilmezsiniz; aslında en çok yaşayanlar, ölülerdir."
Sayfa 172Kitabı okudu
"Bir şehri sırtta taşımak; sulanmış, züppe parklarını; takma kirpikli kadınlarını; daima saatinden evvel, ya da sonra geçen otobüslerini sırtta taşımak; ya da bir şehrin sırtında gezinmek, ne yürek üzüntüsüne mal olur ki? Bu­nu, beni görmeden anlayamazsınız."
Sayfa 170Kitabı okudu
"Doğru söyleyeni, dokuz köyden kovarlarmış. Ben hiçbir şey söylemiyorum, beni yine dokuz köyden ko­vuyorlar."
Sayfa 170Kitabı okudu
Bana öyle geliyor ki, sokaktaki insan bir araştırma laboratuvarinda neler olup bittiğini öğrenmeli ve deneyimli bir psikiyatristin görüşüne göre kendisi­nin neyi temsil ettiğini bilmelidir
Reklam
Sokaktaki insanın yüzü kızarmadan bakacağı, ondan gurur duyacağı ve suya sabuna dokunmayan dahilerin düşünü kuruyorum.
Sayfa 42 - SELKAN Yayınları. İlk Baskı 1986Kitabı okuyor
"Ben aşka değil, şefka­te muhtacım. Halbuki ne kadar zamandır, herkes şefka­tini kendine saklıyor."
Sayfa 152Kitabı okudu
"Hava, bir ka­dın teni kadar yumuşak ve nemli. Belki bana öyle gel­di. Kadın teniyle hava arasında ne ilişki var? Böyle ukalâlıklara, kitaplarda rastlanır."
Sayfa 145Kitabı okudu
"Adamın biri, cinsimize, düşünen hayvan demek lâf ebeliğinde bulunmuş. Ne düşünen hayvan? Bütün düşüncelerin merkezinde kendimiz olursak, bu anlam­da ve bu miktarda düşünce su aygırlarında da mevcut­tur."
Sayfa 141Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.