Esenlikler, bugünkü ele alacağımız kitabımız Harari’nin meşhur, otuzdan farklı dile çevrilen ve benim elimde elli yedinci baskısı bulunan Sapiens. İnsanların, insanlığın varoluş öykülerine kayıtsız kalmadıklarını düşünüyorum gerek Sapiens ile Tüfek, Mikrop ve Çelik’e gerekse bu tarz diğer kitaplara gösterilen yoğun ilgi bir kanıtıdır. Satılması
"Sevgisiz hayatı anlamak imkânsızdır. Hayat kanununun bir savaş olduğunu söyleyenler, yok olmaya mahkûm kör ruhlardır. Ateş ateşle söndürülmediği gibi kötülük de kötülük gücü ile ortadan kaldırılamaz!.."
Kitapların da tıpkı ilaçlar gibi kişinin ihtiyacına göre olduğunu düşünmüşümdür. İşte bu sebeple öncelikle benim bu kitabı okuma ihtiyacımdan bahsetmek isterim, benzer ihtiyaçlar içerisinde olan okuyucular için; sağlık sorunlarımından kaynaklı kaygılarımın ayyuka çıktığı bir dönemde stresten uyuyamaz olmuştum, hayatımda ilk defa ameliyat olacaktım
Spoiler içerebilir, sevmeyen kitabı okumadan yorumumu okumasın lütfen.***
Bu kitap ilk çıktığında hakkında -özellikle Stanton- o kadar çok kötü yorum gördüm ki, acaba ilk bu kitapla başlamasa mıydım seriye dedim. Ancak sonrasında serileri bağlantısız da olsa sırayla okuma alışkanlığım yüzünden ve beğenmezsem diğerleriyle mutlu olurum avuntusuyla
Peyami Safa’nın ne büyük fikir adamı olduğunu gösteren, Peyami Safa kitaplığına mutlak eklenmesi gereken bir kitap olduğunu belirterek başlamak istiyorum. Neden? Kitabın baskısı 1973. Yani çalkantılı ve sıkıntılı dönemlerden biri. 49 yıl evvel yani. Masum çocukları yani bu ülkenin çocuklarını gruplaştırmışlar. Bunların kendi kendine fikir edinerek
Zaman çarkı dönerken sonlar yoktur ve asla olmayacaktır.
Ama bir sondu.
Son. Bitti. Artık bizimle bütünleşmiş olan bu karakterleri bir daha okuyamayacağız. Peki ya bu karakterlerimiz güzelce sonlandırıldı mı? Hayır. Seri güzel bitti mi? Hayır. Bence oldukça yetersiz bir final kitabıydı. Bazı okuyucuların Orta Dünya'dan daha iyi hatta en iyi
Kitabın konusu kadınlar ve edebiyat. Ancak isim olarak neden kendine ait bir oda tercih edilmiş birazdan göreceğiz.
Yazar Virginia Woolf'a biraz bakıcak olursak kendisi çocuk yaşta anne babasını kaybetmiş, zor bir çocukluk geçirmiş, hayatı boyunca ruhsal bunalımlarla cebelleşmiş bir kadın. Aynı zamanda feminist ve lezbiyen olan yazarımız yaşadığı
Nurettin Topçu, Türkiye’nin önemli yazarlarından, hocalarından birisidir. Önceleri Türkiye’de eğitim görmekteyken sonraları Avrupa’ya gitmiştir. Bundan kaynaklı batıda gördüğü eğitim anlayışıyla, Türkiye’nin eğitim anlayışı üzerinde eleştirilerde bulunabilmektedir.
Kendisiyle daha önce okuduğum “Var olmak” kitabı sayesinde tanışmıştım. Hocamız,