Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
74 syf.
10/10 puan verdi
Hepimiz birer Gregor Samsa'yız bence. Bir sabah aniden böceğe dönüşen Gregor'u sırf dış görünüşü yüzünden ailesi dışlıyor, ondan iğreniyorlar. Kafka bu kitapta çok ince mesaj vermiş ve bunu çok iyi işlemiş. Görünüşü değişti diye ailesi artık onu görmek istemiyor, yanında olmuyor ve en önemlisi duymuyorlar, anlamıyorlar. Yanında olup da yanındaki gerçekten görebilmek için yakın temasta bulunmak, aynı evin içinde yaşamak yeterli olmuyor işte. Bunu çok güzel bir şekilde satırlarına ilmek ilmek işlemiş Kafka. En güvenli olduğumuz yer ailemizin yanı değil mi? Peki o zaman neden anlaşılmıyoruz ailemiz tarafından? Neden bizi duymuyorlar? Sevgi bağının en güçlü olduğu yer aileyse neden o sevgi aniden buz kalıplarına dönüşüyor? İşte tüm bunların cevaplarının satırlarda saklı olduğu ve bitirdikten sonra da oturup uzun uzun düşündürten bir kitap. Sorgulamayı ve düşünmeyi sevenler mutlaka okumalı. Her nasıl olursak olalım olduğumuz gibi anlaşıldığımız günlerde yaşamak dileğiyle, keyifli okumalar.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022222,9bin okunma
-DECCAL-
_İnsan kendi karakterine bakarak Tanrı'yı yaratmıştır. Üstün gördüğü özellikleri Tanrı'da görmek hoşuna gider. İğrenç özelliklerini de Şeytan'a yüklemiştir. _Bir tanrıbilimcinin, dincinin doğru diye duyduğu, yanlış olmak zorundadır: bu bir doğruluk ölçütü neredeyse. Savaş açtığım bu tanrıbilimci içgüdüsüdür: her yerde buldum onun
Reklam
Her Gece Sen
Her gece sen girersin rüyalarıma. Her gece sen... Paramparça olur uykularım. Karanlığın en koyulaştığı yerde kapının çalındığını duyarım. Açınca soğuk bir rüzgar çarpar yüzüme. Sen yoksun... Kilitlenir dudaklarım gözlerim karanlıklarda boşuna arar seni. Sen yoksun... Yalnızlığımı kadehlere doldurup tek başıma içmeliyim bu gece Kırmalıyım kapıları,
Her Gece Sen
Her gece sen girersin rüyalarıma. Her gece sen... Paramparça olur uykularım. Karanlığın en koyulaştığı yerde kapının çalındığını duyarım. Açınca soğuk bir rüzgar çarpar yüzüme. Sen yoksun... Kilitlenir dudaklarım gözlerim karanlıklarda boşuna arar seni. Sen yoksun... Yalnızlığımı kadehlere doldurup tek başıma içmeliyim bu gece Kırmalıyım kapıları,
Empedokles, Öklid, Heraklit, Evliya Çelebi
_Empedokles_ _Nasıl ki ressamlar çeşitli boyaları uygun oranlarda karıştırıp sayısız şeylerin, örneğin ağaçların, kuşların hatta tanrıların resimlerini yaparlarsa, aynı şekilde doğa da dört öğeyi farklı miktarları karıştırıp varlıkları meydana getirir. _Her şeyin kaynağı 4 element. Parlayan Ateş(Zeus), Hayat veren Hava(Hera), Toprak(Hades),
_Işık bekliyor, fakat karanlığa sığınıyoruz. İncil _Karanlığa lanet etmektense, bir mum yakmalıyız. _Neyin doğru olduğu umurumuzda mı? Fark ediyor mu? _Gerçek bilgelik, sınırlarımızı bilmekte yatar _Can sıkıcı ve sevimsiz görünse de bilimsel yöntemin önemi, bilimsel bulgulardan çok daha büyüktür. _Edilgen taraf, baskın tarafın yanılsamalarına
Reklam
335 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın konusu ve içeriği hakkında bilgi vermeden önce şunu söylemek istiyorum öncelikle felsefi bir kitap olması (anlam derinliği ve çeşitliği ) yine dolaylamaların zıtlıkların ve benzetmelerin çok olmasından dolayı felsefe temeli eksik olan biri benim gibi kavramakta zorlanabilir ve yanlış kavraya da bilir bundan dolayı varsa yanlışlarım
Böyle Söyledi Zerdüşt
Böyle Söyledi ZerdüştFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202037,8bin okunma
Ortam çok rüzgârlıydı. Bir odada 4 tane mum usul usul yanıyordu. 4 mum yavaşça yanıyordu ama ortalık o kadar sessizdi ki, mumların konuşmaları duyulabiliyordu. Birinci mum, ”Ben BARIŞ‘ım! Ama kimse benim yanmama yardımcı olmuyor. Sanırım yakında söneceğim” dedi. Alevi hızla azaldı ve sonunda tamamen söndü. İkinci mum, ”Ben İNANÇ‘ım! Ne yazık ki artık vazgeçilmez değilim. Onun için, bundan sonra yanıp durmamın bir anlamı kalmadı.” Sözlerini tamamladığında, esen rüzgâr onu da tamamen söndürdü. Sırası geldiğinde üçüncü mum, hüzünlü bir sesle başladı konuşmaya; ”Ben SEVGİ‘yim! Ama artık yanacak gücüm kalmadı. İnsanlar beni unuttu, değerimi hiç anlamıyorlar. En yakınlarını sevmeyi bile unuttular.” Sevgi de daha fazla beklemeden sönüp gitti… Ansızın odaya birden küçük bir çocuk girdi ve üç mumun da yanmadığını gördü. Üzgün ve ağlamaklı bir sesle; ”Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonsuza kadar yanmanız gerekmiyor muydu” diye seslendi. Ardından da hüngür hüngür ağlamaya başladı. O zaman dördüncü mum konuşmaya başladı; “Korkma, ben hala yanıyorum. Ben yandığım sürece öteki mumları da yeniden yakabiliriz, ben UMUT‘um!” Duyduklarıyla sevinen çocuk, gözleri mutlulukla parlayarak, UMUT mumunu aldı ve öteki mumları birer birer yaktı. Tüm herkes vazgeçtiğinde umut fısıldadı; bir kez daha dene.✨ Buradan çıkarmamız gereken; bizi hayata bağlayan tek şey umuttur. Umudu olan insanlar hayata daha güvenle bakarlar. Ümitvar olunuz.. Hayatımıza anlam katan diğer üç mumun da devamlı yanık kalabilmesi için biraz özveri ve gayret gerekir. Bir Umuttur Yaşamak.🕯
HATTAB ANLATIYOR Cevher Dudayev ile tanıştım. Şeyh Fethi ile karşılaşmayı arzu ediyordum ki Cevher de oradaydı, üstümde askeri bir kıyafet vardı. Cevher Vedeno'daki eğitimleri duymuştu. Bir keresinde gece vaktinde RPG'lerle manevra yapmıştık. Herkes sağa sola ateş ediyordu bu nedenle halk Vedeno'dan kaçtı ve dağlara
Ortam çok rüzgârlıydı. Bir odada 4 tane mum usul usul yanıyordu. 4 mum yavaşça yanıyordu ama ortalık o kadar sessizdi ki, mumların konuşmaları duyulabiliyordu. Birinci mum, ”Ben BARIŞ‘ım! Ama kimse benim yanmama yardımcı olmuyor. Sanırım yakında söneceğim” dedi. Alevi hızla azaldı ve sonunda tamamen söndü. İkinci mum, ”Ben İNANÇ‘ım! Ne yazık
Reklam
52 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
YETİŞKİNLER BİZİ NEDEN ANLAMAZ? | YILDIZ KULKUL Kitabın kahramanı 6 yaşındaki meraklı Nil “Küçük Prens” kitabını okuduktan sonra, kafasına takılan “Yetişkinler çocukları anlamakta zorlanıyorlar mı?” sorusunun cevabını bulmak istiyor. Bunun için önce kütüphanedeki kitaplardan araştırarak bulmayı deniyor. Bir süre sonra başkalarına da sorması gerektiğine karar veriyor. Arkadaşına, yol kenarında resim yapan kıza, avucunda böcekle koşan çocuğa derken hayallerinde zamanda bir yolculuğa çıkıyor. Aradığı sorunun cevabı başka sorulara zemin hazırlarken Nil, bir sorunun peşine takılıp yaptığı araştırmadan büyük keyif alıyor. Çocukları felsefeyle tanıştıracak olan bu kitap, etkileşimli bir şekilde birlikte de keyifle okunabilir. “Yetişkinler Bizi Neden Anlamaz?” ilerleyen günlerde Çocuklar Ne Okuyor Okuma Kulübünde okuyacağımız kitaplardan biri olacak. Şimdiden okumanızı tavsiye ederim. Kitaptan Alıntılar: • İnsanların karakterleri de iklimler, coğrafyalar gibi çeşitlilik ve değişkenlik gösteriyordu. • Yetişkinler hiçbir şeyi kendiliklerinden anlamıyorlar • Yetişkinler hayal güçlerini az kullanıyorlar, çocuklar ise çok. • Ne kadar çok farklı fikirle tanışırsa o kadar iyiydi • Yetişkinler merak etmiyor ve soru sormuyorlardı • Soruyu anlamayan veya dinlemeyen bir insanı verdiği cevap ne kadar doğru olabilir?
Yetişkinler Bizi Neden Anlamaz?
Yetişkinler Bizi Neden Anlamaz?Yıldız Kulkul · Vadi Yayınları · 20227 okunma
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.