DÜŞLERİM
Üç yüz altmış beş gün dağlarım karlı
Gece ayazında soldu düşlerim
Uykum bölük pörçük gönül efkârlı
Çekilmez ızdırap oldu düşlerim
Tersine dönünce feleğin çarkı
Kalmadı neşenin hüzünden farkı
İçimi yakarken bir hüzzam şarkı
Bağrımı ikiye böldü düşlerim
Sonbahar gelmeden sarardı rengim
Tükenmek bilmiyor kaderle cengim
Nerde eski halim, nerde ahengim?
Bütün hayalleri çaldı düşlerim
Sabahlar olmuyor ağarmıyor tan
Ne kervan yolunda, ne yolcu ne han
Ben geceden bezgin gözler uykudan
Ne ağladı ne de, güldü düşlerim
ŞENTÜRK DURSUN
🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊🕊
Göçmen kuşlar farklı mevsimleri farklı coğrafyalarda geçiren kuş türlerinden oluşan bir gruptur. Her sene dünyaca 50 milyar kuşun göç ettiği tahmin edilir. Bunlardan yaklaşık
5 milyarı
Avrupa ile Afrika
arasında göç eder.
Küçücük kolibri kuşundan koskoca kartallara kadar binlerce kuş türü her sene vakti geldiği zaman üreme
İnsanlığı bitiren, bitirmeyi hedefleyen onca şeyden sonra, yaklaşan sonunu görmesine rağmen, ölümle hesaplaşırken yaşama sevincini yeniden kazanması, aşkı ve gururu yaşaması, aşktan da gururdan da bir şey yitirmeyerek yaşaması, annesine, evine, doğasına, yaylasına, Mikail'e özlemle dönmesi bir sızlanma ve şikayet taşımaması, onca sessizliğe ve onca yalnızlığa F tipi izolasyonunu, 'hayata dönüş' işkencesini yaşamasına rağmen hayata dahil olma çabası her şeye rağmen umudu yitirmek istemeyen bir film yapar Sonbaharı. Bir ağıt filmi olmasına rağmen. Sonbahar filmi sadece bir kuşağın temsilcisi olan Yusuf'u anlatmıyor, Yusuf'un yaşadıklarını hatırlatmıyor, belli bir zamana aidiyet atfetmeden kaybolan insani değerleri, dünyayı yaşanılır kılacak bir siyaseti de yeniden hatırlatıyor, gündemimize getiriyor."
GRİ GÖZLÜ KRAL
Onulmaz ağrı şan olsun sana!
Gri gözlü kral dün öldü bir anda.
Sıkıntılı ve alaca bir sonbahar akşamıydı.
Kocam eve dönünce metanetle mırıldandı.
"Biliyor musun avdan ölüsüyle dönmüşler,
Cesedini yaşlı meşenin dibinde bulmuşlar.
Ne kadar da gençti, yazık kraliçeye
Ağarmış bütün saçları bir gecede."
Ocağın
“Üüüfff, ben cinayet defterini çoktan kapattım, içimde öykü tasarıları dolaşıyor diyorum sana. Senin kafan tek yönde işliyor diye hayatımı sana cinayet ayarlamakla geçirecek değilim.”
Whiskey Creek serisinin ilk kitabıyla selamlar sevgili okurlar Eski tarz romantik film sevenler bu kitabı da sevecektir. Ünlü oyuncu Simon, oyunculuğuyla ve yakışıklı oluşuyla herkesin sevgilisi bir adamdır. Ancak son zamanlarda karısıyla boşanmış ve oğlunu görememesinden dolayı hayatı eskisi gibi kontrollü değildir. Halkla İlişkiler Uzmanı Gail ise uzaktan sert görünen herkes tarafından mesafeli bilinen bir kadındır. Gail aynı zamanda Simon'un Halkla İlişkiler Temsilcisidir. Gail'in iş konusunda Simon ile tartışması sonucu yolları ayrılır ve Simon'un ayrılmasından sonra Gail'in şirketi sürekli müşteri kaybetmeye başlamıştır. Aralarındaki problem medyaya çok kötü bir şekilde yansır ve bu durum Simon'ın oğlunun velayetini almasını zorlaştırır. Birisi şirketini kurtarmak, diğeri ise hayatını düzene sokup oğluna kavuşmak ister. Bu sebeplerden dolayı ikisininde işine yarayacak bir evlilik anlaşması yaparlar. Birbirlerinden nefret ederlerken bu evlilik anlaşması yürüyecek midir? Yoksa birbirlerine olan hislerini değiştirecek midir?
Gail ve Simon karakterini çok sevdim. Güzel yazışmış bir ikiliydi. Yan karakterler de güzel yazılmış. Özellikle Simon'un eski eşinin psikopatlığı bende hayretlik uyandırdı. Kitabın dili oldukça sadeydi, okuması çok kolaydı. Sadece bazı yerler gereksiz uzatılmış ve kitabı monotonluğa sokmuş, bazı yerler ise kısaca geçiştirilmişti. Özellikle sonunu daha çok okumak isterdim.
Çerezlik ve film tadında romantik bir kitap arıyorsanız bu kitabı okumalısınız.