İnsanın kalb cüzdanındaki letaif ve akıl defterindeki havâs ve istidadındaki cihazat, tamamen ve müttefikan saadet-i ebediyeye müteveccih ve ona göre verilmiş ve ona göre teçhiz edilmiş olduğuna ehl-i tahkik ve keşf müttefiktirler.
Yazılarım koyuluğunu kaybediyor
Mevsimlerin tadı kalmadı
Esiri olduğum yerler dışlıyor gölgemi
Güneş yetersiz,ay fazla, yıldızlar neredeyse yok
Özgürlük kanatlarımı çalan bir hırsız
Toprak kendine çekiyor yalnızlığımı
Yeminlerin sayısı artan eğri
Sözler tutulmamaya ant
Histerik hisler kol geziyor nevrimde
Neler bela ettin başıma bir
O kadar hızlı yürüyordu ki, görenler "Ne kadar da canlı, ne kadar da kuvvetli" derdi. Asıl sebebi kim bilecekti? Fakat Salih'in de bilmediği bir şey vardı. Bütün kasaba onun trenden indiği saatten beri ne yapıp ne ettiğini, yani Niko ile beraberliğini ve anasının halini öğrenmişti. Sabahtan beri evlerde, dükkanlarda ve kahvelerde bu konuşuluyordu. Ihtiyarların içinde Salih'le ilk karşılaştıkları zaman söylemek için hazırladıkları zehir gibi sözler vardı.
ONLARDAN BİR KISMI DA SÖYLEDİKLERİ KİTAPTAN bir bölüm OLMADIĞI HÂLDE, SİZ ONLARI KİTABA AİT metinler SANASINIZ DİYE KİTABI OKURKEN kendi uydurdukları sözleri ayetler arasına karıştırır, ilahi üslûbu taklit etmeye çalışarak, DİLLERİNİ EĞİP BÜKERLER. Böylece, batıl teviller yaparak ilahî hükümleri çarptırırlar. O uydurdukları sözler ALLAH KATINDAN OLMADIĞI HÂLDE, BUNLAR "ALLAH KATINDANDIR" DİYEREK ALLAH ADINA BİLE BİLE YALAN SÖYLERLER.
(78. Ayet)
• Bir adam Muaviye'ye ⁽ʳᵃ⁾ sert sözler sarf edince etrafındakiler, Muaviye'ye, "Onu cezalandırsan?" dediler. Muaviye de şöyle dedi: "Mahiyetimdeki bir kişinin günahı yüzünden hoşgörümü daraltmak istemedim.