Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ağzımdan bilinçsizce çıkan ilk sözler, "Eve gitmek istiyorum,” mırıltılarıymış. Evimin tam olarak neresi olduğunu ben de bilmiyorum ama böyle söyledikten sonra hüngür hüngür ağlamışım.
Sayfa 101Kitabı okudu
hayat ancak bir filmden ibaret olsaydı, 'her şeye yeniden başlamak', tek bir düğmeye basıp bandı başa sarmakla mümkün olurdu.
Reklam
"Mutlu sözler değil bunlar, bilirsin. Şiirle susarsın."
geçmiş yaşantıları kayıp şehri arayan bir arkeolog gibi deşerseniz, karşınıza tarihi kalıntılar yerine, mazinin kirli çamaşırları çıkacaktır.
"Yersiz yurtsuz kalmıştı ve işte Ozan böyle bir gecenin sabahında kendisine sahip çıkmıştı. Sahip çıkmak kelimeleri gururunu incitmeliydi aslında ama incinmedi. Buna muhtaç olduğunu bilmek üzse de Ozan tarafından sahiplenilmek bir şanstı. İşte tam da o an Âşık ve Narin gibi bir kuş olmayı diledi. Ozan kendisini de bir kafese alır ve çok severdi. Nasıl seviyordu ama Âşık'la Narin'i... Hem itiraf etmese bile aslında Narin'i daha çok seviyor gibiydi. Âşık'a küfür bile ediyordu ama Narin'in payını hep çok güzel kelimeler düşüyordu. Ne güzel sözler söylüyordu ona, ne güzel cümleler kuruyordu... Kıskanıyordu bazen. Bu kadar çok sevilmek kim bilir nasıl güzel bir duyguydu. İşte kuş olup terasına konsa, Ozan onu geri çevirmezdi. Aksine bir yer verirdi ona. Bir daha asla bırakmazsın."
Sayfa 349 - Pukka Yayınları, Bahar, OzanKitabı okuyor
Sözler gördüğü şeylerin güzelliğini çıkarıp atıyorlardı sanki.
Reklam
'İşte ey mağrur nefsim, sen o seyyahsın. Şu dünya ise bir çöldür. Aczin ve fakrın hadsizdir. Düşmanın, hacatın nihayetsizdir.'
Rüyada söylediği son sözler ona aitti gerçekten. Çünkü hayattayken de sık sık söylerdi bunu: "Bu dünyada sana kötülük yapmak isteyen insanlar çıkacak karşına, ama unutma ki iyilik yapmak isteyenler de çıkacak. Kimi insanın yüreği karanlık, kimininki aydınlıktır. Geceyle gündüz gibi! Dünyanın kötülerle dolu olduğunu düşünüp küsme, herkesin iyi olduğunu düşünüp hayal kırıklığına uğrama! Kendini koru kızım, insanlara karşı kendini koru!"
“aynı dili konuşan iki kişi yok. her sözü insanın kendisi için söylediğine inanıyorsun. her söylenen söz, bir biçimde insanın kendi kendini onaylaması. karşısındakine birşey anlatmak istese de, gene kendi gerçeğini, bilmişliğini ya da doğru algılayışını kanıtlamak için söylenen sözler. bir bedenin üzerinde dolaşan her el, kendi bedenini okşamak istercesine dolaşıyor öteki beden üzerinde.”
Geriye mazeret kalıyordu, insanoğlunun varoluşundan beri icat ettiği tek ve gerçek bulgu. Hayvanlar yalan söylemez, fillerin güçlü bir hafızası vardır, akbaba uçup geçer. Tutulmayan sözler veya örtme yalanları hakkında bir şey anımsamıyordum.
Reklam
Bilemiyorsunuz arkadaşlar. Başta kimin ne olduğunu bilemiyorsunuz. En başında öyle geliyorlar ki, inan­mamak elde değil. Süslü püslü cümleler, içi boş ve tutulamaya­cak sözler, verilen umutlar... Anlayacağınız hepsine inanıyoruz. Özellikle duygusalsanız, bunu da çok iyi kullanıyorlar. Canın yandığında çok sonradan anlıyorsun sevmemen gereken insanı sevdiğini. Uğradığın hayal kırıklığı canına batınca anlıyorsun güvenmemen gereken bir insana güvendiğini. Ama iş işten geç­miş oluyor.
“Sonra söyleyecek başka kelimeler de aradım, kendimi olduğum gibi ortaya koymama yarayacak sözler, ama düşündükçe anlıyordum sanki: Kelimeler, üstümüzdeki örtüleri kaldırmıyor, daha da gizliyordu bizleri.”
bana zamandan söz ediyorlar gelip size zamandan söz ederler yaralan nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden. hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi. dahası onlar da bilirler. ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler. bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki hançeri çıkartmak, yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak kolay değildir elbet. kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek. zaman alır. zaman alır sizden bunların yükünü o boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, acılar dibe çöker. hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir. o boşluk doldu sanırsınız oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir gün gelir bir gün başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide o eski ağrı ansızm geri teper. dilerim geri teper. Yoksa gerçekten bitmişsinizdir.
Sayfa 21
"Heriflerin hakları olduğu için vereceksin paydosu. Ağır işçi bunlar. İnsafsızca, çok çalıştırmakla daha fazla mı randıman alacağını sanıyorsun?" Kara cahil Irgatbaşı'nın anlayacağı sözler değildi. " Ne bileyim ben?" "Bilmediğin işin başına ne geçiyorsun?"
Everest YayınlarıKitabı okudu
Amentü
İnsan eşref-i mahlûkattır, derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklámların arasından geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı kararmış rakamların yarıklarından sızarak bu söz yüreğime kadar alçaldı damar kesildi, kandır akacak ama kan kesilince damardan sıcak sımsıcak kelimeler boşandı aşk için karnıma ve göğsüme ölüm için yüreğime sürdüğüm ecza uçtu birden aşk ve ölüm bana yeniden su ve ateş ve toprak yeniden yorumlandı.
Sayfa 177 - Tam İstiklâl Yayıncılık OrtaklığıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.