Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çocukların Neden Minimalizme İhtiyacı Var?
Çocukken öyle bir dolabım vardı ki, kapağını açtığınızda üzerinize oyuncaklar, kıyafetler ve daha bir sürü eşyadan oluşan koca bir dağ yıkılabilirdi. O zamanlar farkında değildim belki ama bir çocuk olarak minimalizme ihtiyacım vardı. Yıllarca şöyle dedim, “Çok dağınığım, nokta.” Sanki bir çeşit karakter özelliği gibi: Dağınık. Yoğun. Kafası
304 syf.
8/10 puan verdi
İlk kitap kısacık bir şeydi. Devamının gelmesine sevindim. Gayet iyi bi kitap olmuş. Caden ve sevdiceği Kızıl asnsrde kapalı kaldıktn sonra dolu dizgin bi aşka yelken açıyorlar. Ta ki Kızıl'ın şükran günü için ailesi ile Caden'i tanıştrmk istemesine kadar. Caden kucuklugunde annesi ve kardesini kaybettigi bir trafik kazasi gecirmis. O kazadan sonra ona kapalı alanda kalma korkusu ve stres sonrasi bozukluk olan anksiyete hastaligi kalmis. Makenna'nin ailesi ile tanistrmk istemesi bunu daha cok tetikliyor. Ne kadr kendini dizginlese de Makenna'nin ailesinn evinde olanlr durumu daha cikmaz hala sokuyor. Bu kitapta daha cok Caden'in korkulari ve bunun ile savasmasini okuyoruz. Begendim. Guzel bir kitapti. Okuyun okutun ;)
Aydınlıkta
AydınlıktaLaura Kaye · Novella Yayınları · 2016266 okunma
Reklam
18 Mayıs 1944
18 Mayıs 1944 günü sizin için ne ifade ediyor? Eğer insanların dünyası kararmasaydı güneşli bir ilkbahar günü olacaktı aslında. Ancak henüz şafak vakti köylere giren askeri araçların motor sesleri Kırım’da olağandışı bir şeyler olduğunun ilk habercisiydi. Dünya tarihin en büyük katillerinden birisi olan, kahrolasıca Stalin, Kızılordu’ya
AŞK KAPANMAYAN YARADIR 47 yaşındaki recep bir tatil günü evde yalnız otururken kapı çalar. Gelen 19 yaşında bir kızdır ve kendisini arıyordur. Amasya’dan gelmiştir. Şükran diye bir kadının kızıdır. Ve üvey babasının şerrinden korumak için annesi tarafından gönderilmiştir. Gerçek babasının ise recep olduğunu söyler. Recep şoktan çıkamadan
Sessiz toprak sesli denize benzemiyordu. Ona verdiğin emeğe, bin bir renk, bin bir güzel koku ve çiçekle cevap veriyordu. Sanki kendisine karşı gösterdiğim alakadan dolayı bana şükran duyuyordu. Onu sabanla sürdün mü, sürülen yeri sabana sadık kalarak açılan izi muhafaza ediyordu. Atılan tohumu bağrına kabul ediyor, onu sıpsıcak tutuyor, nemli tutuyor ve ucar hayvanlardan gizleyerek koruyor ve koynunda yavruyu emziren ana gibi besliyordu. Ta ki günü gelince atılan tohum, canlı bir usareyle yeşil ve çiylerle titrek gelin gibi bir fidan olarak bana mis gibi kokan çiçeğiyle tat sızan yemişini,''Bak nasıl büyüttüm sana!'' diye veriyordu. Toprak tam bir kadın kadıncıktı, okşanmaktan hoşlanıyordu.
Sayfa 138Kitabı okudu
Acı Hikaye
Kaçırılan bir çocuğa dair ... Genç kadınların ısrarı üzerine hâkim bey kibarca öksürüp sandalyesinde biraz doğruluyor. Herkes ağzına bakarken, “Sizleri meşgul etmekten çekiniyorum gerçekten” diyerek yan çizme eğilimini belli edince karısının, “Hadi ama uzatma, herkes dinlemek istiyor” demesi üzerine tane tane, güzel bir Türkçeyle
Sayfa 163 - Kaçırılan bir çocuğa dairKitabı okudu
Reklam
İzciler Şükran Günü gibi günlerde evimize bu tür yardımlar getirirdi. Getirdikleri yiyecek ve giyeceklere minnet duyar; ancak bunlara muhtaç olmaktan nefret ederdim.
Sayfa 181Kitabı okudu
Doğrusunu isterseniz, küçük bir çocukken, yaşamın upuzun ve mükemmel bir yaz günü gibi sürüp gidecegine inanırdım. Çünkü öyle başlamıştı. Çocukluğum konusunda, o dönemi mutlu geçirdiğimden dolayı şükran borçlu olduğumu söylemekten başka anlatacak pek bir şey hatırlamıyorum. Orta sınıf mahallemizde her yerde görülen sıradan çocuklardık.
Sayfa 7 - Birinci Bölüm - Elveda BabaKitabı okudu
Geri125
385 öğeden 376 ile 385 arasındakiler gösteriliyor.