Spoiler İçerebilir..
Hikayemiz 1403 yılının sonlarından başlıyor. Çakır Ağa adında birisi bir Sultan'ı gizlice süt annesine kaçırıyor. Burada onu Süt annesine emanet ediyor. He bu arada ilk bölümde adı verilmese de sonradan karşınıza çıkacak ama ben gene de diyeyim. O kadın 'Bala Hatun'
Peki, kimdir bu Bala Hatun diye değinecek olursak Ankara
yazarın gençlik döneminde yazdığından - 23 yaş - mıdır yoksa ilk eseri olduğundan mıdır bilmiyorum ama maalesef benim için hayal kırıklığı yaratan bir kitap oldu. tarihsel gerçekleri siyasi ideolojiyle yorumlayıp, kurgusal bir eser çıkarırsanız en fazla böyle bir kitap ortaya çıkar.
diyalogları çok basit ve inandırıcılıktan uzak. romantizm abartıya kaçmış bir şekilde var. sufizm öğretileri ile ilgili yanlış bilgiler... karekter derinliği çok sığ. bazı karekterler tezatlıklarla dolu. kitabın sonuna geldiğinizde bazı yan olayların neden bize okutulduğu ile ilgili insanın aklında birçok soru işareti oluşuyor.
yazar kurtlar vadisi dizisinden o kadar etkilenmiş ki bir yerde seyfettin çakır adlı karekterin ismini süleyman çakır diye yazmış. bu kadar kişinin bu kitabı övmesine şaşırdım.
TeşkilatSelman Kayabaşı · Yakın Plan Yayınları · 20161,959 okunma
Bir kaza, düşen bir kaya ile karanlığın derinliklerine sürüklenmiş hayatlar..
Baba eksik kalmış bedeninin mutsuzluğunu; sucuk kokuları içinde bir evin içki masasında teselli ederken, henüz ilkokul 4.sınıfta olan çok ama çok güzel küçük bir kız hayatın dibine doğru inmekte.
Ne babaannesi, ne kuzenleri, ne arkadaşlarının arasında bir
Kürt Bedo, öldü.
Freud Fethi, öldü.
Faris Sarıyayla, öldü.
Üstün Kısa, öldü.
Demir Görkemli, öldü.
Cerrahpaşalı Halit, öldü.
SÜLEYMAN ÇAKIR, öldü.
“İşte ben, Polat Alemdar. Karşındayım.”
Kurtlar Vadisi tam bir milat oldu. Televizyon izleyicisi üzerinde öyle etkiliydi ki bu dizi, 2004 yılında yayınlanan 45.bölümde ölen Süleyman Çakır karakteri için geçtiğimiz ay ölüm yıl dönümünde hala mevlit okutanlar vardı.
Bilindiği gibi Hanbelî Mezhebi, Ehl-i Sünnet ve Cemaat’in dört fıkhî mezhebinden birisidir. AHMED B.HANBEL (h.164/m.780 – h.241/m.855) rahmetullahi aleyh hazretlerinin şer’i delillerden çıkardığı hükümlere ve gösterdiği yola Hanbeli Mezhebi denmiştir. Hanbeli Mezhebi’nde kaynak olarak Kur’an ve Hadis önceliklidir; Kitap ve Sünnet’te kesin bilgi
Bugüne kadar yapılmış bütün listelerde ilk 10'a girmeyi başarmış
Üç İstanbul!
Ah İstanbul!
Ulan İstanbul!
Süleyman Çakır tabiriyle "Ne güzel İstanbul be!"
Güzel mi?
Haydi hep birlikte görelim.
İncelemeye başlamadan önce -aslında epey yol aldım bile- birkaç uyarıda bulunmak istiyorum: Yola çıkarken okumayın. Mide bulantınız
Karlı bir gece kağnılarıyla yol alan ve kağnı arabasında bir kadın bulunan iki kişi gecenin karanlığı içerisinde yol alıyorlardı. Kağnıyı süren kişi uykusuz ve yorgun olmasına rağmen dikkatini korumaya çalışıyor arada bir arkasına doğru bakıp tehlikeye karşı temkinli olmaya çalışıyordu.
***
Osmanlı padişahlarından Yıldırım Bayazıt Ankara
Öncelikle Kuzenim "Zerrin Çakır'a hediyesi "Şiirin Sultanları" için birkez daha çok teşekkür ederim..
Şiire, Edebiyata ve Divan Edebiyatına ilgimi, sevgimi bildiği için olsa gerek böyle bir hediyeyi uygun görmüş sağolsun..
"Şiir Bir Milletin En üst ifade biçimidir; Şiir yazan bir kültürü yenemezsiniz" demişti
Anadolu, toprak, savaş ve kan kokan bu kıymetli şiirleri okumak benim için apayrı bir duygu oldu. Nitekim hüzün perdesiyle satırlara dökülmüş her kelime kalbime çok dokundu. Öyle ki bazı şiirlere tekrar tekrar dönüp okudum. Zaten şiir kitapları benim için hep böyledir. Okudum bitti diyerek kitaplığımın raflarında kalmazlar. Gün gelir sayfalar tekrardan açılır, okunur...
Rabbim, Süleyman Bey'in kalemine zeval vermesin.