Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gerçekten, bir toplum öz benliğinden ve fıtratından uzaklaştırılıp yok edildiği takdirde o toplumu tekrar İslam'a döndürmeniz çok zordur.
Sayfa 701 - buruc
Osmanlı devletini mağlup eden müttefik devletler, İsviçre'de Lozan antlaşmasında İslambol'u tekrar Mustafa Kemal'e vermek için ona dört şartı kabullendirdiler. Müttefiklerin ileri sürdükleri dört şart ise şunlardı: 1 - Hilafet kaldırılacak, 2 - İslâmî şiarlara ve kadınların örtünmesine karşı savaşılacak 3 - Hilafetin tekrar ihyası için bütün çalışmalara karşı savaş açılacak, 4 - Şeriat kaldırıp yerine Batılı ülkelerin kanunları getirilecek. Maalesef Mustafa Kemal bu şartları kabullendi. Ondan sonra ona Türkiye'yi teslim ettiler. O da planı uygulamaya başladı, hilafeti kaldırıp cumhuriyeti ilan etti, köpeklerini sokaklara saldı, iffetli kadınların elbiselerini yırttı, erkeklerin İslâmî kıyafetlerini yasakladı, öyle ki caddelerde takke giyenler bile mahkemelere sevk edildi.
Sayfa 701 - buruc
Reklam
Türkiye'nin başına birini getirdiler. İslam düşmanları bununla İngiliz askerlerinin Türk ordusunu yararak ve herhangi bir mukavemet görmeksizin yürüyüp Kudüs'ü işgal etmesi hususunda ittifak etiler. Ve ona şöyle dediler: Şayet biz Türkiye'yi mağlup edersek ve ona el koyarsak orayı sana teslim edeceğiz. Fiilen Türkiye'yi birçok komedileri oynattıktan sonra Mustafa Kemal'e terkettiler.
Sayfa 700 - buruc
" Ey Rabbim, nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, Sen de onlara öylece merhamet buyur. (İsrâ Suresi 24. Ayet) "
Nisa Suresi 135. Ayeti
"Ey iman edenler! Kendinizin veya anne babanızın ve akrabanızın aleyhine bile olsa adaleti ayakta tutun, Allah için şahitlik eden kimseler olun. (İnsanlar) zengin olsunlar, yoksul olsunlar Allah onlara sizden daha yakındır. Öyleyse siz hislerinize uyup adaletten ayrılmayın. Eğer adaletten sapar veya üzerinize düşeni yapmaktan geri durursanız bilin ki Allah yaptığınız her şeyden haberdardır."
Reklam
Şeriata göre, “üç günlük onay süresi” (üç gün muhayyer) zarfında geri getiirldiyse ve kusurun satın alma işleminden önce gerçekleştiğini kanıtlayabiliyorsa parasının iade edilmesini talep edebiliyordu.
Sebe Suresi 3: İnkarcılar “Evrenin sonu (saat) bize gelmez” dediler. De ki: “Hayır, duyu organlarıyla algılanamayanları bilen Rabbime andolsun ki, o mutlaka size gelecektir...”
Ancak, Muhammed, yine bu aynı Kur’an’ı, batıl inançlara yer veren hükümlerle doldurmuştur. Verilebilecek örnekler pek çok; bunlardan birkaçına göz atmakla yetinelim: Kur’an’da, puta tapmanın “batıl” olarak tanımlanmasıyla ilgili ayetlerden biri şöyledir: “...Allah ‘Hak’kın ta kendisidir. Onun dışında taptıkları ise, batılın ta kendisidir. Gerçek şu ki, Allah, evet o, uludur, büyüktür” (Hac Suresi, ayet 62). “Put” denen şey, bir tahta ya da taş parçası olabilir. Nitekim Muhammed’in “cahiliye” diye adlandırdığı dönemde Arapların tapar oldukları putlar arasında “al-Lat”, “al-Uzza” ve “al-Menat” adıyla bilinenleri ve daha niceleri vardı; bunlardan “Lat” dört köşe bir taş, “Menat” ise Mekke ile Medine arasında bulunan el-Kudeyd mevkiindeki siyah bir kaya parçasıydı. Muhammed, kendisini “peygamber” olarak ilan ettiği tarihe (kırk yaşına) gelinceye kadar, Arap geleneği gereğince, bu putları (özellikle “Uzza”yı) ve ayrıca Kabe’deki Kara Taş’ı (Hacer-i Esved’i) kutsal bilir ve bunlara tapardı. Hatta İbn Kelbi gibi kaynaklardan öğrenmekteyiz ki, “Uzza” putuna kurban adadığı olurdu. Ancak, putlara tapma geleneğini engellemeden Arapları tek bir Tanrı’ya ve dolayısıyla Tanrı’nın “elçisi” olarak kendisine baş eğdirtmenin mümkün olamayacağını düşündüğü içindir ki, putlara tapıp saygı göstermenin “batıl” nitelikte şeyler olduğunu söyleyerek Kur’an’a. ayetler koymuştur (örneğin, Necm Suresi, ayet 19-23)
Reklam
Ahzab Suresi 35. Ayet
Şüphesiz Allah’a boyun eğen erkekler ve boyun eğen kadınlar, inanan erkekler ve inanan kadınlar, boyun eğen erkekler ve boyun eğen kadınlar, doğru söyleyen erkekler ve doğru söyleyen kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, gönülden bağlanan erkekler ve gönülden bağlanan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkekler ve namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çok hatırlayıp anan erkekler ve kadınlar var ya, işte Allah bunlara bir bağışlanma ve büyük bir sevap hazırlamıştır.
Sayfa 423 - Yolcu YayıneviKitabı okuyor
Ahzâb Suresi 33. Ayet
Ağırbaşlı olarak evlerinizde oturun, önceki cahiliye döneminde olduğu gibi dışarıya süslenip püsleyip çıkmayın. Namaz kılın, zekât verin, Allah’a ve rasulüne itaat edin.
Sayfa 423 - Yolcu YayıneviKitabı okuyor
Allah'ın izzetinin idrakinde olmayanlar şeytandan bile daha aşağı mevkidedirler. Çünkü o dahi yemin ederken Allah'ın izzetine yemin etmiştir. (Sad suresi, 38/82)
İtikadi ve Ameli Tevhid...
Tüm Rasullerin -Allah’ın salat ve selamı üzerlerine olsun- kendisine çağırdıkları Tevhid’dir. Ve bu, “La İlahe İllallah” kelimesinin anlamıdır, Allah (Subhanehu ve Tealâ)’yı ibadette birlemek ve ihlastır, Allah (Subhanehu ve Tealâ)’nın dinine ve O’nun dostlarına dostlukta bulunmaktır. Yine bu, Allah (Subhanehu ve Tealâ)’dan başka kendisine ibadet edilenlerin tümünü inkar etmek, onlardan uzak olmak ve Allah’ın düşmanlarına karşı düşmanlıkta bulunmaktır. Bu aynı anda hem itikati Tevhid’in ve hem de ameli Tevhid’in tezahürüdür. İhlas Suresi itikadi Tevhidin delili iken, Kafirun Suresi de ameli Tevhidin delilidir. Nitekim Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), öneminden dolayı bu iki sureyi çokça tekrar eder ve özellikle sabah ve diğer namazların sünnetlerinde sürekli olarak bu ikisini okurdu.
Sayfa 13 - Beyaz Minare Kitap
En'âm süresi
Dünya hayatı, eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, ALLAH'tan korkanlar için daha hayırlıdır. Aklınızı kullanmaz misiniz?
Sayfa 95
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.