Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Osmanlı devletini mağlup eden müttefik devletler, İsviçre'de Lozan antlaşmasında İslambol'u tekrar Mustafa Kemal'e vermek için ona dört şartı kabullendirdiler. Müttefiklerin ileri sürdükleri dört şart ise şunlardı: 1 - Hilafet kaldırılacak, 2 - İslâmî şiarlara ve kadınların örtünmesine karşı savaşılacak 3 - Hilafetin tekrar ihyası için bütün çalışmalara karşı savaş açılacak, 4 - Şeriat kaldırıp yerine Batılı ülkelerin kanunları getirilecek. Maalesef Mustafa Kemal bu şartları kabullendi. Ondan sonra ona Türkiye'yi teslim ettiler. O da planı uygulamaya başladı, hilafeti kaldırıp cumhuriyeti ilan etti, köpeklerini sokaklara saldı, iffetli kadınların elbiselerini yırttı, erkeklerin İslâmî kıyafetlerini yasakladı, öyle ki caddelerde takke giyenler bile mahkemelere sevk edildi.
Sayfa 701 - buruc
Türkiye'nin başına birini getirdiler. İslam düşmanları bununla İngiliz askerlerinin Türk ordusunu yararak ve herhangi bir mukavemet görmeksizin yürüyüp Kudüs'ü işgal etmesi hususunda ittifak etiler. Ve ona şöyle dediler: Şayet biz Türkiye'yi mağlup edersek ve ona el koyarsak orayı sana teslim edeceğiz. Fiilen Türkiye'yi birçok komedileri oynattıktan sonra Mustafa Kemal'e terkettiler.
Sayfa 700 - buruc
Reklam
"GENÇLİĞİMİ BIRAKTIM SOFYA’DA..."
Tarihte nice aşk öyküleri vardır ama beni Atatürk’ün bir cümlesi her zaman dağıtır. Ankara’da Bulgar Kooperatif Tiyatrosu’nun oyuncularıyla sohbet ederken, ‘gençliğimi bıraktım Sofya’da’ demiş. ‘Bir kız sevdim ama bana vermediler." Hadi gelin gerçek bir aşk öyküsüne doğru yolculuğa çıkalım: Mustafa Kemal Atatürk görev icabı Sofya’ya gider.
Mustafa Kemal öyle bicimliydi ve öyle iyi giyinirdi ki,uzun boylu izlenimi verirdi.
Sayfa 160 - YKY
Umutsuz olmayacağız. Uçurumun kenarındayız. Bizi canlı canlı mezara atmak istiyorlar. Son bir cüret belki kurtarabilir.
Sayfa 14
Mustafa Kemal
"Kuvayı Milliye, namuslu bir insanın yastığının altındaki tabancaya benzer, namusunu korumak için herhangi bir ümit kalmadığı anda, hiç olmazsa intihar etmeye yarar."
Reklam
İnsan Türk olur da, nasıl Kemal Paşa'dan yana olmaz?
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Sevr Bir Projedir!
Gerçekten Lozan Muâhedenâmesi'ni makbul gösterebilmek için öteden beri O'nu "Sevr Sulh Teklifi" ile mukayese etmek gibi bir bâtılla iştigal edilmiştir. Halbuki o, M. Kemal Paşa'nın Nutku'nda ve hatta İnönü'nün hâtıralarında da "proje" olarak zikredilmektedir. "Efendiler, Mondros Mütârekenâmesi'nden sonra Türkiye'ye muhâsım devpetler tarafından dört defa sulh şeraiti 'teklif' edilmiştir. Bunların birincisi Sevr Projesi'dir. Bu proje, hiçbir müzakerenin mahsulü olmayıp Düvel-i İtilafiye tarafından Yunan Başvekili Mösyö Venizelos'un da iştiraki ile tanzim ve Vahdettin'in hükümeti tarafından (Vahideddin değil!..) 10 Ağustos 1920'de imza edilmiştir. Bu proje, Türkiye Büyük Millet Meclisince bir zemin-i münakaşa bile addedilmemiştir." (Bkz: M. Kemal-Nutuk, Ankara, 1927, sh: 403-404) M. Kemal Paşa, yukarıda dercettiğimiz satırlarında "Sevr"den tam üç kere "proje" tavsifi ile bahsetmekte ve Sultan Vahideddin merhumun bu projeyi tasdik edip etmediğini meskût geçmektedir. Halbuki O, Sevr'i tasdik etmemek için (Bkz: Reşid Rey- Gördüklerim, Yaptıklarım, İstnabul, 1945, sh: 299) vâkî tazyiklere göğüs germiş ve böylece de O'nun tekemmül ederek tam bir muahede hâlini almasını önlemiştir. Sevrden, İnönü'nün hâtıralarında da "proje" olarak bahsedilmektedir.
Sayfa 68 - Sebil YayınlarıKitabı okudu
“Memleketin içinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilir... Hatta bu iktidar sahipleri menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler... Millet fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir... Ey Türk istikbalinin evladı!.. İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır!.. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!..”
Sayfa 692 - Altın Kitaplar Yayınevi Aralık 1994 [ İlk Yayınlanma 1966 ]Kitabı okudu
Reklam
Bir kez kendi ağzıyla da söylediği gibi, bütün elde etmek istediği şey, “dini, yüzyıllardan beri alışageldiği gibi, bir siyaset aracı olmaktan kurtarmaktı...”
Sayfa 587 - Altın Kitaplar Yayınevi Aralık 1994 [ İlk Yayınlanma 1966 ]Kitabı okudu
"Kişiliğinizi koruyun; ama Batı’dan da, ileri bir millete gerekli olan şeyleri alın..."
Sayfa 492 - Altın Kitaplar Yayınevi Aralık 1994 [ İlk Yayınlanma 1966 ]Kitabı okudu
"Göğsünde dünyaya meydan okumuş ve yüzyıllar boyunca bütün istilacılara karşı başarıyla savaş vermiş bir ırkın kalbi çarpıyordu..."
Sayfa 267 - Altın Kitaplar Yayınevi Aralık 1994 [ İlk Yayınlanma 1966 ]Kitabı okudu
"Bu kuvvetin kaynağı, her şeyin üstünde olan şiddetli bir tutkuydu: Bir yurtseverin, ülkeye yararlı olduğuna inandığı şeylerle kaynaşmış tutkusu... Mustafa Kemal kendi adına iktidar ya da şan ve şeref peşinde koşmuyordu... Bunu sadece, yarının Türkiye’si üzerinde beslediği yapıcı düşünceleri gerçekleştirmek için istiyordu..."
Sayfa 238 - Altın Kitaplar Yayınevi Aralık 1994 [ İlk Yayınlanma 1966 ]Kitabı okudu
"Onun düşünceleri ötekilerden her zaman bir adım daha ileride, hareketleri bir derece daha kesin olmuştu... Ötekilerin çoğunda eksik olan önderlik niteliği onda vardı..."
Sayfa 238 - Altın Kitaplar Yayınevi Aralık 1994 [ İlk Yayınlanma 1966 ]Kitabı okudu
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.