RAKI ŞİŞESİNDE BALIK OLMAK İSTEYEN ŞAİR Üzerinde en çok durulmuş, zaman zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul ettirmiş, tekrar inkâr, tekrar kabul edilmiş; zamanında hem iyi, hem kötü şöhrete ermiş bir şair vardır. İki incecik bacak, kısaca bir rençkot, kanarya sarısı bir kaşkol, müselles bir yüz, şişirilmiş bir göğüse benzeyen
Eksantrik ve bireyci olmak isyancıların tabiatında vardır.
Sayfa 15 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
288 syf.
·
Puan vermedi
Sarı Odanın Esrarı, kilitli oda ya da imkânsız suç gizemi olarak anılan türün ilk örneklerinden biridir. Dedektif kurgunun bu alttürü, suçlunun hiçbir çıkışı olmayan kilitli bir odada sırra kadem bastığı, görünüşe göre imkânsız ve karmaşık bir suça işaret eder. Bu suçu soruşturanların gözle görünenin ardına bakıp muammayı çözmeleri gerekir.
Sarı Odanın Esrarı
Sarı Odanın EsrarıGaston Leroux · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,340 okunma
Akıl ortaya çıktığı anda, beyinden bir sıvı gibi aktığı ve boşluklarla, etaplarla ve kendini yayabileceği katlarla karşılaştığı anda zehirlenmeye benzer bir olayın yaşandığının farkındayım. Sürrealistlerin şiirsel boyutta bir dogma haline getirmeye çalıştıkları bu katı özgürlük ve tam anlamda entelektüel hakimiyetin subjektif yansıması da bu olaydır işte.
Bu hızlı el yazsını okumaya çalışıyorum fakat hiç durmadan biçim değiştiren bu çivi yazısından çözebildiğim yegane kelime Adalet değil, Ölüm. Ey ölüm, üstü tozlanmış güzel yüzlü çocuk, işte sana küçük bir saray, cilveleş dilediğin kadar. Yaklaş aheste beste güzel topuklarınla, aç kırışıklığını tafta elbisenin ve dans et. Bütün üçkağıtları yeryüzünün, duyularımın kuvvetine kuvvet katan bütün hileler, astronomik teleskoplar, bin bir çeşit büyüteçler, taze kır çiçeklerinin emsali uyuşturucular, alkoller ve şahmerdanları, sürrealizmler, her yerde senin mevcudiyetini açığa vuruyorlar. Ölüm, gözüm gibi yuvarlak. Unutmuştum ben seni. Unutmuş dolaşıyordum eve dönmem gerektiğini, iyi yürekli kahyam benim, dönmem gerek kaselerde çorbaların soğuduğu, gözün kapıda turpları dişlediğin, etinden sıyrılmış parmak kemiklerinle masa örtüsünün uçlarıyla oynadığın eve. Tamam, kapılma telaşa, bir avuç daha fıstık benden sana, bütün bir mahalle bulvarlarla dolu, o minik dişlerini bilemen için. Sıkboğaz etme beni: Geleceğim.
Marquis de Sade hakkında
Max Horkheimer’ın ve Theodor W. Adorno’nun Aydınlanma’nın Diyalektiği adlı eserlerinde bir makale ‘Juliette ya da Aydınlanma ve Ahlak’ başlığıyla yazılmıştır ve Juliette’nin merhametsiz ve çıkarcı davranışlarını aydınlanma felsefesinin ifadesi olarak yorumlar. Simone de Beauvoir (Must we burn Sade? - Sade’yi yakmalı mıyız? adlı makalesinde) ve diğer yazarların eserleri 150 yıl boyunca Sade’ın yazılarındaki radikal felsefi özgürlük anlayışından ve varoluşçu felsefesinden izler taşıdı. Ayrıca Sade Sigmund Freud’un psikanalizde ana konusu olan cinsellik ve şiddet dürtüsünün incelemesinde öncü olarak görülür. Sürrealistler (gerçeküstücüler) onu öncüleri olarak görür ve Guillaume Apollinaire onu ‘var olmuş en özgür ruh’ olarak değerlendirir. Pierre Klossowski 1947 yılında basılan eseri Sade Mon Prochain (Komşum Sade)’de Sade’ın felsefesini incelerken Hıristiyanlık değerleri ve maddeciliği reddettiği için onun nihilizmin (hiççilik) öncüsü olduğunu söyler. Andrea Dworkin Sade’ı ibret alınacak bir kadın avcısı olarak görür ve pornografinin kadınlara şiddete yol açacağını iddia eder. Pornography: Men Possessing Women (Pornografi: Kadınlara Sahip Olan Erkekler–1979) adlı eserinin bir bölümünü Sade’yi incelemeye ayırmıştır.
Reklam
206 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.