Bazen bıkana kadar Susam Sokağın'daki "Arada Kaldım" şarkısının klibini izliyorum. Adamın iki canavar arasında kalışına üzülmem gerekir belki ama epey gülüyorum. Bizi gülmek kurtaracak, biliyorsam bir bunu biliyorum, baska da bir şey bilmiyorum Osman.
“Beppo sokağı adım adım süpürür.Sokağın sonuna bakmaz,işinin daha ne kadar süreceğini düşünmez,çünkü uzundur sokak.Süpürgesiyle bir yarım daire çizer,sonra bir yarım daire daha.Belki bugün bitmeyecektir işi.Sokağın alt ucuna dek yarın devam edecektir belki,o zaman da üst ucu yeniden kirlenecek,o ise öbür gün sokağı süpürmeye yeniden başlayacak.Ama söylediğine kulak verin:”Bak Momo”der sözgelimi,”bazen çok uzun bir sokak olur önünde.Öylesine uzun ki hiçbir zaman bitiremeyeceğini düşünürsün.”Bir süre susar,sonra devam eder;”Derken acele etmeye başlarsın.Gittikçe daha çok telaş edersin.Ama başını kaldırdıkça önünde uzayıp gidenin hiç de daha kısalmadığını görürsün.O zaman daha da sıkarsın kendini,korkuya kapılırsın,sonunda tıkanır kalırsın.Sokaksa hala önündedir.Böyle yapmamalı.”Bir süre düşünür.Sonra “sokağı hiçbir zaman bir kerede düşünmemeli,anlıyor musun?”der,”sadece bir adım,bir nefes,bir süpürge darbesi sonrasını düşünmelisin.Sonra bir sonrakini.”Yine durur ve eklemeden önce düşünür,”O zaman işini seversin,bu önemli,o zaman işini iyi yaparsın.İşte böyle olmalı.”
bir sürü insanın yüzlerini yüzünüzün dibine getirip Susam Sokağı'ndaki gibi salakça sorular sormasıymış.
"Hangi gündeyiz, bana söyleyebilir misin?" "iki, iki daha kaç eder?"
"Hangi eyalette olduğumuzu biliyor musun?" Ne kadar da salaklar, Tanrım!