Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
'LALA: Zavallı kadın, ağlayıp dövünüyor mu hala? SÜTNİNE: Ortasına bile gelmedi daha üzüntüsünün.'
Sütninenin söyledikleri ta eskiden beri tecrübe edilmiş şeylerdi. Sonra bunlardan birçoğu akla da uyuyordu .Mesela pilav börek gibi hazmı güç hamur işleri yendiği gece sütnine odasının ortasında bir yatak yaptırır ,yatağın üstünde çocuklara takla attırırdı. Bu hem bir eğlenceliydi, hem de mide kepçe ile karıştırılmış gibi altüst olur, hamurlar bir ayak evvel erirdi.
Reklam
Sütnine "Çocuklar, duydunuz mu size neleri reva gördüğünü babanızın? Yine de başına bir kötülük gelmesin -efendim o benim- ama ihanet ediyor yakınlarına, suç işliyor onlara karşı." Lala "Kim işlemiyor ki? Artık anlamış olmalısın, insanların kendilerini yakınlarından çok sevdiklerini."
«Bence bu devletin iki önemli ihtiyacı var, biri sütnine, öbürü öğretmen.»
"Dini ve sanatı anne ve sütnine gibi sevmiş olmak gerekir, -yoksa bilge olunamaz. Ama onlardan öteye bakabilmek, onların dizinin dibinden kalkabilmek gerekir; onların yörüngesinde kaldığımızda onları anlayamayız."
Sayfa 207Kitabı okudu
"Eski büyük yalılar Osmanlı İmparatorluğu'nun küçücük birer minyatürü gibiydiler. Burada her türlü vazife gören adamlar yalının müşterek hayatından istifade ederlerdi. Dadı Çerkeş, bacı Zenci, hizmetçi Rum, evlâtlık Türk, sütnine melez, kâhya kadın Rumelili, ayvaz Ermeni, aşçı başı Bolulu, hamlacı Türk veya Rum, harem ağası Habeş, bahçıvan Arnavut olur; Müslüman, Hristiyan bu unsurlar bu çatı altında toplanarak imparatorluk içindeki anlaşmayı ve anlaşmamazlığı, yaşayışı burada devam ettirirlerdi." -Abdülhak Şinasi Hisar
Reklam
Saffet ona çocukluğunda çok düşkün olduğu bir sütnine çocuğu kadar tesir yaptı, Azize her gün bir arzusu olan bir bebekti; Hasan'a gelince, o da, biraz uzaktı, gerçi koptu zannettiği zincirin yeri biraz acıdı.
Sayfa 277Kitabı okudu
140 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.