Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Muhammed b. Abdülvehhâbın Suudiler ile olan ittifakı, babasının yerine geçen Abdülaziz b. Muhammedin döneminde de devam etti . Cihat ismi verilen askeri operasyonlarda ele geçirilen ganimetlerin beşte birini kendine ayırması , geri kalanını ise muharipler arasında paylaştırması , Abdülaziz'in faaliyetlerini çekici hale getirdi .
Sayfa 48 - Hüseyin b. Gannâm -Târihu NecdKitabı okuyor
2024 yılı içerisinde bakmayı düşündüğüm kitaplar.. +neden okuyacaklarım listesine eklemedin de böyle ileti şeklinde yazdın bunları? -çünkü okumayı değil bakmayı düşünüyorum. baktıktan sonra okuyup okumayacağıma dair karar vereceğim.
Reklam
KAOS KÖTÜ ve KORKUNÇ BİR SON DEĞİLDİR! BİLÂKİS...
- Süper Kupa’da milli bir rezalet yaşıyoruz. Eli ayağı düzgün bir siyasî irade olsa, ülkeye bu rezaleti yaşattıkları için her iki kulübe de ağır cezalar verirdi. Ama bunun olmayacağı malûm. Herkes şov peşinde. Herkes ucuz kahramanlık peşinde. Ruh hastalığı toplumu sarmış durumda. Suudi Arabistan rejimine nasıl baktığımız malûm, ama burada onun
Günümüzde Suudi Arabistan, kurucu ideolojisini yitirmiş bir devlete dönüşmüştür. Kabaca "Vehhâbîlik" denilen Selefi düşüncenin önce politize olması, ardından kralların elinde siyasal oyuncağa çevrilmesi, derken dünya sistemi tarafından keşfedilip maymuncuk haline getirilmesiyle, Suudiler yönlerini şaşırmış, nereye gideceklerini bilemez hale gelmişlerdir. Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın, ülkeyi içine yuvarlandığı çıkmazdan ve bataktan kurtarabilme adına, son sürat Batılılaşma projesini sahneye sürmesi ise, Suudi Arabistan'ın parçalara ayrılma sürecini hızlandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Din Kardeşlerimiz :d
Şah Veliyullah'ın, Arapları ve onların imanlarını idealleştirmesi, Türk efendilere ait imparatorluğun ihtiyarlıkta son evrelere girdiği döneme denk geldi; bu Arabistan'daki hocalar ve diğer müritler ara­sında derhal karşılık bulan bir tepki uyandırmış olsa gerek. Bunun­la birlikte, Vehhabilik'in kurucusu olan, çağdaşı Muhammed bin
Sayfa 132 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Günümüzde Suudi Arabistan, kurucu ideolojisini yitirmiş bir devlete dönüşmüştür. Kabaca “Vehhâbîlik” denilen Selefi düşüncenin önce politize olması, ardından kralların elinde siyasal oyuncağa çevrilmesi, derken dünya sistemi tarafından keşfedilip maymuncuk haline getirilmesiyle, Suudiler yönlerini şaşırmış, nereye gideceklerini bilemez hale gelmişlerdir. Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın, ülkeyi içine yuvarlandığı çıkmazdan ve bataktan kurtarabilme adına, son sürat Batılılaşma projesini sahneye sürmesi ise, Suudi Arabistan'ın parçalara ayrılma sürecini hızlandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Din adamlarının, insan hakkı savunucularının, itidal tavsiye eden kanaat önderlerinin tutuklandığı veya ortadan kaldırıldığı bir ülkenin, sadece kadınlara kamusal alanda özgürlük vererek, şarkı-türkü gibi eğlencelere konan yasakları kaldırarak, sahillerine turistik resortlar açarak yıkımdan kendisini kurtarabilmesi mümkün değildir. Üzerine bastığı zemin kaybolan, halkına ve çevresine aktaracak düşünsel ve ideolojik derinliği kalmayan, üstüne üstlük bir de kendi içinde dünyevîleşmeyi körükleyen bir ülkenin ömrünün kısalması ise tarihte çokça rastlanan bir hadisedir.
Sayfa 208 - KETEBEKitabı okudu
Reklam
Görebildiğimiz kadarı ile bir taraftan "İran'dan esen şiîlik rüzgârına" karşılık, diğer taraftan Irak ve Suriye'den ülkemize sokulmak isteyen sosyalizm, kendini "din ile maskelemesini" becerebilmektedir. " Sosyalist Arap Hareketi", bu suretle işinin kolaylaşacağını sanmaktadır. Bu konuda, Kaddafi'nin Libya'sı bile boş durmamakta, marksizme yamadığı "Yeşil Kitab"ını ülkemize sokmaya ve gençlerimizin eline tutuşturmaya çalışmaktadır. Suudi Arabistan'dan esen "Vehhabîlik" rüzgârları ile Mısır'dan ithal edilmek istenen "mezhepsizlik hareketleri" ve "İbn-i Teymiyyecilik cereyanı", sinsice, köşebaşlarını tutarak, beyinlere ve yüreklere sızarak Türk ve İslâm Dünyası'na fitne ve fesat tohumları ekmekte, dini birlikleri ve bütünlükleri sarsmakta, asırlarca müslümanlara doğru yolu görtemiş meşhur din otoritelerini yıkarak yerlerine kendilerini veya ne idiğü belirsiz kimseleri oturtmaya gayret etmektedirler.
VEHHÂBÎLİK...
- "18.asır ortalarında Arabistan yarımadasında ortaya çıkan, on dokuzuncu yüzyılda geniş bir bölgeyi etkisi altına alan dînî ve siyâsî bir akım. Kurucusu Şeyh-i Necdî diye de anılan Muhammed bin Abdülvehhâb’dır. Benî Temîm kabîlesine mensûb olan ve 1699 (H. 1111) senesinde Necd gölündeki Hureymile kasabasına bağlı Uyeyne köyünde doğan
SELEFİLİK ve SELEFİYE...
Selefîlik/Selefiyye, itikadî konularda Kur’an ve Sünnet’in lafzına bağlı olan ve te’vili kabul etmeyen, gelenek ve mezhep karşıtı bir ekoldür. Selefîlik, İbn Teymiyye eliyle kurulmuş olup Vehhâbîler eliyle Suudi Arabistan’da devletleştiği gibi “Yeni Selefîlik” diye aynı çizginin farklı tonlarda devamı söz konusudur. Selefîliğin kurucusu,
Sayfa 14 - 15,16,17,18,19 Kazım Albay, Aylık/Baran Fikir ve Aksiyon Gazetesi, Ocak2023, İkinci Devre, Sayı 11Kitabı okudu
Vehhabilik
Vehhabilik yaklaşık iki asır önce, Necd bölgesinde Muhammed b. Abdülvehhab'ın (1703-1792) faaliyetleri doğrultusunda şekillenmiş ve İslam'ın ilk yıllarına dönmek suretiyle Müslümanları kurtuluşa davet ederek bu görüş ışığında ilkelerini ortaya koymuş dini ve siyasi bir mezheptir. Mısır, Hindistan ve bazı Afrika gibi İslam ülkelerinde taraftarları olan Vehhabilik günümüzde Suudi Arabistan'ın resmi mezhebi konumundadır.
Sayfa 505Kitabı okudu
Reklam
TOPLUMSAL YAPI VE VEHHABİLİK
Petrol geliri sayesinde Suudi Arabistan her kesimde olduğu gibi sin adamlarına da yüklü miktarlarda maaş bağlama imkanına kavuşmuştur. Geçimini halkın bağışları ile temin eden din adamları ile karşılaştırıldığında, devletten maaş alan görevliler devletten gelecek baskılara görece daha açık hale gelmektedir. Bu durum din adamlarının büyük çoğunluğunun konformist bir zihniyete sahip olması ve izleyen dönemdeki siyasi muhalefet hareketlerinin nitelikleri üzerinde etkili olmuştur.
Sayfa 2016 - Vadi YayınlarıKitabı okudu
88 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.