Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyalık menfaatlerin kapladığı bir şuursuzluk var içimizde
Atsız Uyarılarına Devam Ediyor: Soruşturmaya ve hakkında dava açılmasına rağmen Atsız uyarılarına devam eder. 19 Ağustos'ta yazdığı yazı Ötüken'in Eylül sayısında çıkar: "Bağımsız Kürt Devleti Propagandası". 8-29 Mart 1967 tarihlerinde Yeni Gazete'de tefrika edilen "Barzani'nin Karargâhında” başlıklı yazı
Reklam
Faruk Güventürk -2-
Turancılık konusunda Atsız'ın bir yazısı da Ötüken'in Haziran 1968 sayısında çıkar: "Turancılık ve Faruk Güventürk". Korgeneral Faruk Güventürk, “Lâiklik ve İslâmiyet” adlı bir broşür yayımlamış ve bu kitapçıkta "Turancılığın şuursuzluk ve hainlik olduğunu” ileri sürmüştür. Güventürk de Atsız'ın dostlarındandır. Atsız, onunla tanışıklıklarını şöyle anlatıyor: "Kore'deki Türk Tugayının Topçu Taburu Komutanı bir Binbaşı olarak döndüğü sıralarda tanıştık. Kartal Maltepesi yakınındaki Atış Okulu'na tayin olunduğu için sık sık Maltepe'deki evimize gelmesi dostluğumuzu berkitti. Benimle konuşurken daima ülkü birliğinden bahsettiği için kendisini de Turancı olarak gördüm ve bunca konuşmamızda Turancılık aleyhinde en küçük imasına dahi rastlamadım. Harp Akademisine nasıl girdiğini, Dokuz Subay Olayında 84 nasıl tutuklandığını biliyorum. Duruşmalarına beni de çağırdı; bir oturumda bulundum." (Ötüken 54, Haziran 1968: 3). Eski bir dostu tarafından yazılmış olsa da, Turancılığı “şuursuzluk ve hainlik" olarak gösteren bir broşüre Atsız'ın seyirci kalması beklenemezdi. Güventürk'e gereken cevabı verirken ona şöyle sesleniyordu: "Azizim Faruk Güventürk!" "Turancılık hainlik idiyse neden benimle yıllarca dostluk ve arkadaşlık edip ülkü birliğinden bahsettin? Neden Turancılığın aleyhinde en ufak imada veya tenkitte bulunmadın?" (Ötüken 54, Haziran 1968: 4-5).
Çocukluk sevilmek, beğenilmek için çaba harcamadığımız bir dönem. Sadece var olduğumuz için takdir topladığımız. Çocukluğu tebessümle hatırlamanın, özlemenin, tüm o çocukluk güzellemelerinin altında beğenilmek için çabalamaktan yorgun düşmenin etkisi var. Halbuki çocukluk dediğin uyuşuk bir şuursuzluk. Atlıkarıncada dört dönüp bunu heyecan dolu bir yolculuk sanma hali.
Çocukluk sevilmek, beğenilmek için çaba harcamadığımız bir dönem. Sadece var olduğumuz için takdir topladığımız. Çocukluğu tebessümle hatırlamanın, özlemenin, tüm o çocukluk güzellemelerinin altında beğenilmek için çabalamaktan yorgun düşmenin etkisi var. Halbuki çocukluk dediğin uyuşuk bir şuursuzluk.
Bizim İmparatorluk
Birinci millet meclisinde Şer'iye vekilliği etmiş, Eskişehirli bir Türk hocasının Türkler gibi "ve" demek yerine, Araplar gibi "vua" dediğini belki henüz unutmamış olanlar vardır. Suriye, Filistin ve hicaz'da: -Türk müsünüz? Sorusunun birçok defa da cevabı: -Estağfurullah! idi. Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş, ne de vatanlaştırmıştık. Osmanlı imparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisi idi. Eğer medrese ve şuursuzluk devam etmiş olsaydı, araplığın Anadolu yukarılarına kadar gireceğine şüphe yoktu.
Sayfa 42 - Pozitif yayınları/2004
Reklam
Suriye, Filistin ve Hicaz' da: - Türk müsünüz? Sorusunun birçok defalar cevabı: - Estağfurullah! idi. Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş, ne de vatanlaştırmıştık. Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisi idi. Eğer medrese ve şuursuzluk devam etmiş olsaydı, Arap­lığın Anadolu yukarılarına kadar gireceğine şüphe yoktu.
Akrabalarınıza bir selamla dahi olsa iyilik edeniz.
Şuurlu Müslüman aileler, Efendimiz'in (s.a.s): "Asıl iyilik Seninle ilişkisini kesmiş akrabaya yapılan iyiliktir." (Buhari) hadisi gereği kendileriyle bağlarını koparmış akrabalarına karşı da iyilikte bulunmaya gayret ederler. Bir adam: "Ya Rasulallah! Benim akrabalarım var. Ben kendilerini ziyaret ediyorum, onlar bana gelip gitmiyorlar. Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar. Ben onlara anlayışlı davranıyorum, onlarsa bana kaba davranıyorlar." dedi. Efendimiz (s.a.s): "Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun. Sen böyle davrandıkça, Allah'ın yardımı seninledir." (Müslim) hadisi gereği, akrabaların- dan sürekli kötülük görseler dahi onlarla bağlarını kopar- mazlar. Ancak akrabaları yoğun bir şuursuzluk virüsü, ciddi, bulaşıcı ve tedavi edilmesi güç bir ahlaksızlık mikrobu taşıyorlar- sa bu hastalıkların kendi ailelerine, eşlerine ve çocuklarına da bulaşmaması için onlarla ilişkilerine de muhakkak bir düzenleme getirirler. Bağları tamamen koparmadan "Akrabalarınıza bir selamla dahi olsa iyilik edeniz." hadisi gereği hiç olmazsa selam alıp verecek düzeyde ilişkilerini devam ettirirler.
Sayfa 130
SEN NAZARINDA OLAN
Bir umut oldu, Yüzümde. Sanki ve böyle, İçimde bir şeyler, Beni bebekleştiren, Şımartan gibisinden, Ah ne güzel bir sarhoşluktu diz boyu.
Kaybedecek bir şeyin kalmadığında gelen cesaretin en kötü yanı bu, rezil olacağını düşünemez hale getiren şuursuzluk.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
İnsanın kendi mesleğini benimsememesi üst düzey bir şuursuzluk yaratır.
İnsanlara yalan söylemeyen biri Allah'a karşı da yalan söylemez
Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem insanlara davetini açıklamadan önce onların sözleriyle doğruluğunu tasdik ettirdi. Hazreti Peygamber'e "Biz senin yalan söylediğini duymadık!" Dedikten sonra duyurduğu hakikati inkâr etmeleri demek, kendi kendileri ile çelişmeleri demekti. "Biz senin yalan söylediğini duymadık!" Demenin başka bir ifadesi de "insanlara yalan söylemeyen birinin Allah'a karşı da yalan söylemeyeceği" idi. İşte bu hakikati düşünüp akledebilecekleri bir sırada Ebû Leheb'in ortamı sabote etmesi ve kitle psikolojisi etkisiyle kalabalığın dağılması Rasulullah sallallahu aleyhi vesellemin bu girişiminin olumsuz sonuçlanmasına sebebiyet verdi. Kitle psikolojisi içerisinde bulunan birçok kişi,kendi gerçek karakter ve ruh haliyle bağdaşmayacak davranışlar gösterebilirler. Çünkü kitle içinde kişisel iradeler erir ve fikirlerle hisler aynı maksada yönelir. Bunu bir çeşit geçici şuursuzluk ve iradesizlik olarak izah etmekte mümkündür. Kitle içerisinde mantıksal değerlendirmeleri ve muhakeme yoktur. Kitlelerde hâkim güç düşünce değil hislerdir. Bir başka ifadeyle kitleler şuurla hareket etmezler, onlar hisleri aracılığıyla şartlandırılırlar.
886 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.