kaç kilo kavun istiyorsun? diye sordu manav bana
sordum: gönül hoşluğunun gramı kaça?
Sayfa 8
Ne zarif!
Uykulu gibi çıkan yavaş bariton sesi ise sanki iki kere ikinin asla üç veya beş edemeyeceği, hep dört ettiği, suyun ıslak olduğu, iyiliğin övülmeyi hak ettiği, devletin bireyden, bireyin de devletten üstün olmadığı, yatırım için kredinin elzem olduğu gibi herkesin bildiği bilgileri tekrarlamak için yaratılmıştı.
Sayfa 75Kitabı okudu
Nerede olursam olayım.
Gökyüzü benimdir.
Pencere, fikir, hava, aşk, yeryüzü benimdir.
Ne önemi var bazen büyürse gurbetin mantarları?
Pan yayınevi/ pdfKitabı okudu
uyanma
Bu akşam, bu tenha saati ömrün,
Uzak servilerin arkasında gün.
Bu güneş döşenmiş bahar bahçesi,
Suyun uzaklaşan yaklaşan sesi.
Ve yanık türküsü dalda bülbülün
Ateşten çemberi üstünde gülün.
Suyun çarptığı taşların çıkardığı değişik sesler, sürekli konuşan bir insan sesi oluşturuyordu: Bizim yaşamamıza değin sözler söylüyordu, hep anlayacak gibi olup bir türlü seçemediğimiz sözlerdi bunlar.
Sayfa 77Kitabı okudu
Gönlümde bir şey var,
bir ışık ormanı,
sabah uykusu gibi
ve öylesine huzursuzum..
“Siz dininizi yaşayın, yaşamak en büyük tebliğdir, konuşmaktan daha tesirlidir. Saatlerce namazı anlatmaktansa ev halkınız sabah suyun sesini duysunlar; çeşmeden akan suyun sesi, dilden çıkan kelimelerin sesinden daha tesirlidir.”
Sayfa 249Kitabı okudu
Bir lokma ekmeğim var, biraz aklım,
iğne ucu kadar da zevkim.
Yaprağın sudaki gölgesiyle doluyum,
"Ama ne kadar da yalnız içim."
Ben bir elmayla hoşnutum,
Ve bir papatyanın kokusundan.
Ben bir ayna, bir saf bağlılıkla yetiniyorum.
Bir balon patlasa, gülmüyorum,
Bir felsefe ay'ı ikiye bölerse, gülmüyorum.
Ben bıldırcın tüylerinin sesini tanıyorum,
Toy kuşunun karnındaki renkleri,
dağ keçisinin ayak izlerini.
Suyun sesi, aşkın, ihtirasın sesinden kuvvetlidir. Karanlıkta su sesi insanın içindeki ölüm mayasını dilini konuşur.
Sayfa 35Kitabı okudu
Babam öldüğü zaman, bekçilerin hepsi şairdi
Dedirtme Yarab
“Ah o kadrini bilmediğim günler,
Koklamadan attığım gül demeti,
Suyun sebil ettiğim o çeşme,
Eserken yelken açmadığım rüzgâr!
Gel gör ki, sular batıya meyleder,
Ağaçta bülbülün sesi değişti,
Gölgeler yerleşiyor pencereme;
Çağınız başlıyor, ey hâtıralar.”
Alıntı Şuradan
Otuz Beş Yaş
Cahit Sıtkı Tarancı
Bu malzeme telif hakkı ile korunuyor olabilir.
Bırakalım yalnızlık,
Türkü söylesin,
Birşeyler yazsın,
Sokaklara çıksın.