Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tahattur
"İki elin kanda olsa gel" diyor Telgrafın. Nasıl unuturum seni ben, Vesikalı yârim!
Sayfa 93 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Tahattur
“İki elin kanda olsa gel” diyor Telgrafın; Nasıl unuturum seni ben, Vesikalı yârim?
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Geh çeşmini tahattur ile girye-perverim, Geh zülfünü tefekkür ile nâle-güsterim, Her dem seni... Seni düşünür, ağlar inlerim: Her lahza başka hüzn ile yâd eylerim seni! (Bazen gözünü anarak gözyaşı dökerim, Bazen zülfünü düşünerek inlerim, Her an seni... Seni düşünür, ağlar, inlerim: Her an başka acıyla anarım seni!)
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal Paşa
. Yunanlılar, bu ismi ve bu adamı, Kartaca Kadim Caton'u nasıl müebbeden hatırladıysa öyle hatırlayacaklardır. Bir milletin başına gelebilecek ne kadar felâket varsa hepsiyle haşır neşir olduğumuz bu senelerde önümüze düşüp bizi tekrar hayâta çıkaran Mustafa Kemal Paşa'nın simâsını ileride tahattur edecek her Türk, Abdülhak Hâmid'in bu mısra'ındaki çerçeve içinde görecek: Akardı pâyına mahşer-misâl bir millet! .
Sayfa 122Kitabı okudu
Hastalık gafleti dağıtır, âhireti düşündürür, ölümü tahattur ettirir, öylece hazırlanır. Bazı öyle bir kazancı olur ki; yirmi senede kazanamadığı bir mertebeyi yirmi günde kazanıyor.
Küçüklüğümde kamer tutuldu. Ben valideme dedim: "Neden ay böyle oldu?" Dedi: "Yılan yutmuş." Dedim: "Daha görünüyor?" Dedi: "Yukarıda yılanlar cam gibi olup içlerinde bulunan şeyi gösterirler." Bu çocukluk hatırasını çok zaman tahattur ediyordum. Ve der idim ki: "Bu kadar hakikatsiz bir hurâfe, validem gibi ciddi zâtların lisânında nasıl geziyor?" diye düşünürdüm. Tâ, felekiyat fennini mütalaa ettiğim vakit gördüm ki, validem gibi öyle diyenler bir teşbihi hakikat telâkki etmişler.
Sayfa 92 - Sözler NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Hastalıkların Ehemmiyeti
Hastalık gafleti dağıtır, âhireti düşündürür, ölümü tahattur ettirir, öylece hazırlanır. Bazı öyle bir kazancı olur ki yirmi senede kazanamadığı bir mertebeyi yirmi günde kazanıyor.
Madem her vakit ecel gelebilir ; eğer insanı gaflet içinde yakalasa, ebedi hayatına çok zarar verebilir. Hastalık gafleti dağıtır, ahireti düşündürür, ölümü tahattur ettirir, öylece hazırlanır.
Sinema gibi hayatını cennette seyretmek :)
15,16. (Mücevherlerle) işlenmiş tahtlar üzerinde karşı karşıya (kurulup) yaslanmış kimselerdir.(1)  (1) “Ehl-i Cennet, elbette arzu ederler ki, dünya mâcerâlarını tahattur etsinler (hatırlasınlar) ve birbirine nakletsinler; belki o mâcerâların levhalarını ve misâllerini (manzaralarını) görmeyi çok merâk ederler. Elbette sinema perdelerinde görmek gibi, o levhaları ve o vâkıaları müşâhede etseler (seyretseler) çok mütelezziz olurlar (lezzet alırlar). Mâdem öyledir, herhâlde dâr-ı lezzet ve menzil-i saâdet (lezzet ve saâdet yeri) olan dâr-ı Cennette, عَلٰي سُرُرٍ مُتَقاَبِل۪ينَ [Karşılıklı tahtlar üzerindedirler] âyetinin işâretiyle; sermedî (sonsuz) manzaralarda, dünyevî mâcerâların muhâveresi (sohbeti) ve dünyevî hâdisâtın (hâdiselerin) manzaraları Cennette bulunacaktır.” (
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
)
Sayfa 533
781 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.