…..
Ben birini sevdiğim zaman,
Göğünü durmadan genişletir
Ama herkes rahattır kozasının içinde,
O sevgi artık kimsesizdir
Ölsem ayıptır, sussam tehlikeli;
Çok sevmeli öyleyse, çok sevmeli
..âyât-ı Kur'âniye, başlarında ve âhirlerinde beşeri aklına havale eder,
~ "Aklına bak" der,
~ "Fikrine, kalbine müracaat et, meşveret et, onunla görüş ki, bu hakikatı bilesin" diyor..
...
"Acaba neden beşer bilemiyorlar, cehl-i mürekkebe düşüyorlar.? Neden taakkul etmiyorlar,
divaneliğe düşerler..? Neden bakmıyorlar, hakkı görmeye kör olmuşlar..?
Neden insan sergüzeşt-i hayatında, hâdisat-ı âlemden tahattur ve tefekkür etmiyor ki, istikamet
yolunu bulsun..
Neden tefekkür ve tedebbür ve aklen muhakeme etmiyorlar, dalalete düşüyorlar..?"
"Ey insanlar ibret alınız..!
Geçmiş kurûnlardan ibret alıp gelecek manevî belalardan kurtulmağa çalışınız..!"
mânasında gelen âyetlerin bu cümlelerine kıyasen, çok âyetlerde beşeri aklına, fikriyle meşverete havale ediyor..
"ânı sev. süregiden her sevgi sevmezliktir.
ân ile mutlu ol. süregiden her mutluluk mutsuzluktur.
gör: her ân bir beşiktir ve bir tabuttur: her yaşam ve her ölüm sana tuhaf ve yeni görünsün."