Özgür kız, özgür kadın Rosa!
Sevgi Soysal, vaktine göre cesurca bir kitap yazarak toplumun kadın ve erkek normlarını çok akıllıca ve alaya alarak, cümle altlarına saklamadan, karakteri Rosa ile eleştirmiş, çocukluk, din ve evlilik konularını da geride bırakmamıştır. Rosa, toplumun kısıtlayıcı normlarını içeren bir dergiyle, babasını ekonomik bir destekten başka bir şey olarak görmeyen bir anneyle büyümüştür. Asi ruhunu bastırmak üzere din okuluna gönderilmiş, burada da dinin kadınların bedeni üzerindeki baskısını eleştirmiştir. Birden fazla evlilik yapmış, dilediği gibi yaşamış, kocasının eve para getirmesini değil, kendisi işten döndüğünde ona Hindistan’ı anlatmasını, keman çalmasını istemiştir.
Soysal, edebiyatta görmekte ve sevmekte bana çok tanıdık gelmeyen basit ve yalın diliyle, kadınların yaşamları boyunca onlardan beklenen rolü yerine getirmeye çalışmasını, bu rolün kurallarını belirleyen evlilik ve din kavramlarını çok başarılı bir şekilde işlemiş, bunun yanında Rosa, kız çocuk olan, din okuluna gönderilen, sevgili olan, eş olan, dul olan, aşık olan Rosa, trajik hikayesine rağmen okuyucuyu eğlendirmiştir.