Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Parmaklığın önünde durdu, ayakta, ateş etmeye koyuldu. Bu, dev bir öç almaydı artık; her patlama bir eski, uzak utancın intikamıydı. Parasına el süremediğim Lola’ya ateş! Yüzüstü bıraktığım Marcelle’e ateş! Bir el ateş, öpmek istemediğim, öpemediğim Odette’e! Bu yazamadığım, yazmaya cesaret edemediğim bütün kitaplar için; bu, kendime yasak ettiğim, gidemediğim tüm yolculuklar için, bu nefret etmek arzusuyla kıvrandığım, ama anlamaya çabaladığım bütün insanlar için, hepsi, herkes için! Ateş ediyordu ve yasalar havada uçuyordu, insanları sevdiğin gibi seveceksin, geber orospu çocuğu! Asla öldürmeyeceksin, geber bok soyu bok! İnsanoğluna, Erdeme, Dünyaya ateş: Özgürlük korkutmaktır; belediye alev alev yanıyordu, beyni alev alev yanıyordu: Kurşunlar vızıldıyordu, hava kadar özgür, dünya havaya uçacak, benimle birlikte. Ateş etti, saate baktı: On dört dakika otuz saniye, dünyadan, otuz saniyelik bir kısacık süreden öte bir isteği yoktu artık, otuz saniye, şu kiliseye doğru koşan güzel, mağrur subaya ateş etmesine yetecek otuz saniye; güzel, mağrur subaya ateş etti, yeryüzündeki bütün güzelliklere, sokağa, çiçeklere, bahçelere, sevdiği, sevmiş olduğu her şeye. Güzellik, hayasız bir sıçramayla uçtu. Ateş etti: Tertemizdi şimdi, tertemizdi, Tanrı kadar güçlüydü, özgürdü. On beş dakika.
Tanrı yokluktur.Tanrı insanın yalnızlığıdır.
Reklam
"..Oysa okudum, gördüm ki, çaresiz yoksulların meleksin ölümleri. Son iki yüzyılda bütün coğrafyalarda ayağa kalkıp geleneksel ahlakı tartıştırmış, Tanrı'yı koltuğundan etmiş, hatta sanatı, soytarı bir lükslük diye hafife almış, milyonlarca aydını çılgına çevirip darmadağınık etmiş. Sartre'ın bütün felsefesini iki cümleye indirebiliriz: Başkasının sorumluluğu. Sorumlu insanlar, bu sessiz, çaresiz ölümlerden, tarihin en yüksek manifestolarını bulup yüreklerine kezzap kazımışlardır."
Sayfa 149
Güzel birliste okumadıklarımı okuyacağım 1. Schopenhauer : Say yayınları dizisi , İsteme ve Tasarım olarak dünya , aşkın metafiziği , 2. Rudiger Safranski : Felsefenin yaban yılları( Schopenhauer biyografisi) 3. Nietzsche : Böyle buyurdu zerdüşt, Putların Alacakaranlığında, İyinin ve kötünün ötesinde 4. Soren Kierkegaard : Korku ve Titreme
Gerçek deniz soğuk ve karadır, içinde hayvanlar kaynaşır, insanları aldatmak için yapılmış şu incecik yeşil zarın altında sürünerek ilerler. Çevremdeki şu hava perileri, kendilerini bu aldanışa bırakmışlar, yalnız ince zarı görüyorlar; Tanrı' nın varlığını bu ince zar kanıtlıyor. Ben altını görüyorum. Cilalar eriyor , parlak kadifemsi ufak deriler ; Tanrı babanın tuttuğu balıkların ufak derileri , bakışımın altında , her yandan fırlıyor , yarılıp açılıyor. İşte Saint-Elemir tramvayı; arkama dönüyorum, nesneler de benimle birlikte dönüyor, istiridyeler gibi solgun ve yeşil. Tramvaya atlamam boşunaydı , evet boşuna. Çünkü hiçbir yere gitmek istemiyorum.
Sayfa 186 - canKitabı okudu
DOSTOYEVSKİ VE VAROLUŞÇULUK Dostoyevski, «Tanrı olmasaydı her şey mubah olurdu.» diye yazmıştı. (İşte bu söz, varoluşçuluğun Çıkış noktasıdır.) Gerçekten de, Tanrı yok ise her şey yeğ­dir (mubahtır), hiçbir şey yasak değildir. Bu demektir ki insan, kendi başına bırakılmıştır. Ne içinde dayanacak bir destek vardır, ne de dışında tutunacak bir dal. Artık hiçbir özür, dayanak bulamayacaktır yaptıklarına. Varoluş özden önce gelince, verilmiş ve donmuş bir insandan söz edilemez elbet. Önceden belirlenmiş, donmuş bir doğa açıklanamaz çünkü. Başka bir deyişle, gerekircilik (determinisine), kadercilik yoktur burada, kişioğlu özgürdür, insan özgürlüktür.
Reklam
Efendim, Tanrı' ya inanmıyorum ben, varlığı bilim tarafından yalanlanmış bulunmaktadır.
‘’ Heidegger, Kierkegaard ve Sartre'ın varoluşçuluk akımına gelince, -Kierkegaard dışında- bu feylesoflar tanrıtanımaz olmalarına rağmen, Sartre, insanın bütün doğadaki varlıklardan ayrı bir yapıya ve yaradılışa sahip olduğunu niçin söylemektedir? Sartre, Tanrı'ya ve metafizike inanmazken, aynı zamanda insanı bütün doğadaki varlıklardan başka olarak kabul etmektedir. Yalnızca tabiat varlıklarından başka olarak kalmayıp ayrıca tabiat varlıklarına karşıt olarak kabul etmektedir. Diyor ki, Doğa'daki bütün varlıkların önce özleri (sosein,wesen, essence, mahiyet), sonra varoluşları, varlıkları (dosein, existence, vücut) belirlenmiş, oluşmuştur. İnsan ise önce varlık kazanır, sonra özü, mahiyeti belirlenir. Niçin böyle söylüyor? Çünkü kendi deyişi ile: «Tanrı'yı kabul etmediğimize göre, insanı ister istemez madde alanına, tabii veya maddi doğaya yerleştirmek zorundayız.» Böylece yine insanı feda etmiş, harcamış, insana kıymış oluyoruz, insan «imek»i (sein, buden) feda etmiş oluyoruz.’’ (İşaret Yayınları)
"Bütün insanların, evet bütün insanların hayranlığa değer olduklarını biliyorum. Siz de hayranlığa değersiniz, ben de. Tanrı'nın yaratıkları olmamız bakımından tabii."
Sayfa 180 - Can YayınlarıKitabı okudu
"O gün her zaman olduğu gibi Tanrı ve insanlarla uyuşmuş olarak, hakları olan ölümsüz hayatı istemek üzere ölümün içine süzülmüşlerdi. Çünkü onların her şeye, hayata, çalışmaya, zenginliğe, buyruk vermeye, saygı duyulmaya ve sonunda ölümsüzlüğe hakları olmuştu."
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Cemal Süreya
Ceyhun Atuf Kansu: “Soylu duyarlığın şairi.” Orhan Kahyaoğlu: “İnsan denen karmaşık varlığa bütün yüzleriyle kucak açan ilk şair Cemal Süreya’dır. Klasikleşmiş toplumcı gerçekçiliğin hiçbir zaman kavrayamadığı noktalardan biri de budur.” Gülten Akın: “Bir geleneği, hazır bir durumu sürdürmekle kalmayıp ona yeni şeyler katabilmiş bir ozandır o. ‘Gülün ortasında ağlıyorum’. Anlamı kullanıyor, zorluyor. Duyarlığı işliyor. Kendini alayla bitiriyor. Anlam, anlamsızlığın önüne geçiyor.” Ülkü Tamer: “Tanrı binbirinci gece şiiri yarattı Binikinci gece Cemal’i. Bin üçüncü gece şiir okudu Tanrı Başa döndü sonra, Kadını yeniden yarattı.” Can Yücel: “Aşk yok gayri memlekette / Cemal Süreya beri gideli” Ahmed Arif: “Eros’tu kendi okuyla kendini vuran” Aziz Nesin: “Jean Paul Sartre ve Cemal Süreya, dünyanın en küçük devletleri. İkisinde de bir devlet olabilecek kadar birikim var” Turgut Uyar: “Cemal Süreya ölmüş diyorlar / ilahi azrail!.. / Cemal Süreya ölür mü hiç!”
360 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
İnsan düşünen bir hayvandır. İnsan politik bir hayvandır. İnsan deneyen bir hayvandır. İnsan düpedüz hayvandır. İnsan doğası gereği bencildir. İnsanın özü yoktur. İnsan özgür doğar oysa her yerde zincire vurulmuştur. Duyularımıza asla güvenemeyiz. Düşünüyorum öyleyse varım. Ben varsam, ölüm yok; ölüm varsa, ben yokum. Tanrı vardır. Tanrı yoktur.
Felsefenin Kısa Tarihi
Felsefenin Kısa TarihiNigel Warburton · Alfa Yayıncılık · 20206,9bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.