Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Mazi, hal ve istikbali gözönünde tutucu, zamanı aşma gayesini nihai hedef ve kıymet ölçüsü olarak kabul eden bir dünya görüşünün ışığında durumumuzu değerlendirmek; bunu anlamak ve becerebilmek. İşte meselelerin meselesi!.."
Sayfa 14 - İbda YayınlarıKitabı okudu
İmkânsıza talipken, tarihten bir yaprak olduk
Sayfa 25
Reklam
ŞEHRİN SOKAKLARI Yürüyorum şehrin sokaklarında, Gün akşama yakın. A’nı yaşıyorum. Mevsimse bahar… Erguvanlar çoktan açtı. Artık mor salkımlı duvarların,
TARİHTEN BİR YAPRAK Önden giden, dursa-yorulsa-otursa; Ardından gelenler, onlar da durursa; Ne gitmeye giderler, ne varmaya varırlar. Hele bir de yolları da uzunsa; Ne dönmeye dönerler, ne kalmaya kalırlar. Düşüşün donukluğu yüzlerine vurursa; Ne vermeye verirler, ne almaya alırlar.. Ben'lerini kendinden başkaları korursa. Bir tarih çukuruna doğru yuvarlanırlar.
# DenizÇiçeği
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi. Resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim. Yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim. Seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç, bir yaprak, küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve daha çok kitaplardan kopyalar yapmakla yetindiğin halde ve insan resimlerini fotoğraflardan kareyle büyütmeyi kolayıma geldiği için tercih ettiğim halde seni tanıdıktan sonra gözleri yeni açılmış bir küçük hayvan gibi çevreyi şaşkın ve hayran bakışlarla insanı ve insan olmayanı ayırmadan incelemeye başladım. Ve kalemi iğne uçlu mürekkepli kalemi ve resim kâğıdını alarak kırlara açıldım ve eskiden kurşunkalemle çalıştığım zamanlardan yani tarihten önce çizgilerimdeki kararsızlık yüzünden kâğıdı sonsuz çizgilerle silip tekrar çizdiğim çizgilerle silgi izleriyle kararttığım halde doğrudan doğruya çini mürekkeple çalışmaya başladım. Hiç silmeden seçtiğim ağaçları, evleri, gökyüzünü, yolları, otları hele bu kadar ilgi çekici olduklarını ve büyük bir sevgiyle çizilebileceğini düşünmediğim otları ve toprağı yeni bir gözle daha doğrusu ilk defa çizebileceğimi hissettiğim bir gözle görmeye başladım.
Reklam
İnce ayarın önemi:
"Meşhur hikmet; bir çivinin düşmesi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir kumandanı, bir kumandan bir orduyu götürür şeklinde, bir çivinin bir ordunun mahvına sebep olabilmesi... Bir Alman askeri mütefekkirinin ifadesiyle, bir savaşta bahse değmez ufak bir hadise, mesela bir top arabasının sevkedilirken devrilmesi birkaç dakikalık bir gecikmeye yol açsa, belki savaş süresince telafi edilemeyecek biçimde tesirini icra edecektir. Bu hikmeti gözönüne alırsak, sırasında mühimsenmeyen küçük nüanslar birbirinden apayrı ve zıt manalara yol açar. Hele yolu üzerinde en ufak teferruatı gözönünde tutması gereken aksiyon adamı için bu hata affedilemez.(...) Tekrar edelim ki, aksiyon adamında müsamaha olmaz; bizim yanlışlarımızı suskunlukla geçiştirmeyin ve bizden de böyle muvazaacı tavır beklemeyin. Yeter ki doğru ortaya çıksın, yeter ki yürüyene asılmakla kendini ortaya koyma ucuzluğuna düşülmesin. Nüanslar arasındaki farkın, sırasında tezatlar arasındaki farktan daha çok hayati sonuçlar doğurabileceğini anlayan anlar. Bütün mesele bu noktaları kestirebilmekte ve 1 ile 100 arasındaki ton farkının, 1'den 2'ye, 2'den 3'e geçerek oluştuğu inceliğini anlayarak hareket etmekte."
Sayfa 22 - İbda YayınlarıKitabı okudu
173 syf.
8/10 puan verdi
Jack London ve yaşamından izler taşıyan öyküleri
*MEKSİKALI DEVRİMCİ: Riviera isimli Meksikalı bir devrimci, çok popüler bir boksör olan Danny ile çok sıkı bir maç yapar. Danny 24'ünde ve çok popüledir. Riviera ise işçilerin arasında büyüyen, her türlü acımasızlığı görmüş 18 yaşında amatör bir boksördür. 17 raund sonra yere düşen Danny'dir. Hakem izin verseydi Riviera en başından
Meksikalı Devrimci
Meksikalı DevrimciJack London · Yücel Yayınları · 19761,289 okunma
TARİHTEN BİR YAPRAK
Önden giden, dursa-yorulsa-otursa; Ardından gelenler, onlar da durursa; Ne gitmeye giderler, ne varmaya varırlar. Hele bir de yolları da uzunsa; Ne dönmeye dönerler, ne kalmaya kalırlar. Düşüşün donukluğu yüzlerine vurursa; Ne vermeye verirler, ne almaya alırlar.. Ben'lerini kendinden başkaları korursa. Bir tarih çukuruna doğru yuvarlanırlar.
Sayfa 138Kitabı okudu
"İslâm hak dindir" diye bir propaganda... Bu misal içindeki propaganda gayesine erdiğinde muhatap aldatılmış mıdır? Aldatılma propagandada değil, propagandası yapılan şeyin mahiyetindedir. Meselâ; "içkiyi seviyorsan müslüman ol, çünkü İslâm'da içki yasaklardan değildir" diye propaganda yapsak, bu bir kandırmadır.
333 öğeden 221 ile 230 arasındakiler gösteriliyor.