Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_ İmkansıza talipken tarihten bir yaprak olduk _
Sayfa 25 - Epigraf Yayınları (PDF)Kitabı okudu
Noktalamaişaretikullanmayanlar / ‘Degenendiegeenleestekensgebruiken’
(Oğuz Atay “Tutunamayanlar”ın bir kısmında tam 76 sayfalık bir bölüm boyunca noktalama işareti kullanmamayı tercih eder. Okurken nefes nefese kalırsınız ya hani, bu soluksuz sürpriz deneyim için sağol Oğuzcum;) “Voordat ik je leerde kennen miste ik de seizoenen waarin de bomen bloeiden en hun bladeren lieten vallen hoewel ik dol ben op schilderen
Sayfa 460Kitabı okudu
Reklam
Kadın Çalışmalarında yararlanılabilecek kaynaklara ilişkin yaptığım araştırmada Ankara Üniversitesinin hazırlamış olduğu bir kaynakçaya ulaştım faydalanmak isteyenler için bu ileti altında paylaşıyorum: link:
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Gölgelerin Gücü Adına...
* “Günlük yaşamın sıradanlığında, sessiz kalmış hikayelerin bir otobüs yolculuğu ile dışa vurumu. Her yolcu ayrı bir durak, ayrı bir yaşam. Biletinizi alın ve yolculuğa hazırlanın, geçmişin parçaladığı hayatlardan, günümüzün yitik insanlarına tanık olun.” 9/10 Ç News * “Ömer’in şöyle bir tespiti vardı. Biz toplum olarak pek tarih bilmiyoruz
Yola Düşen Gölgeler
Yola Düşen GölgelerMehmet Yılmaz · Roza Yayınevi · 2019167 okunma
283 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Bu muhteşem şiir kitabı için nasıl bir inceleme yapayım diye çok düşündüm. Diğer incelemeleri okudum, internete göz attım. Yapılan incelemeler kitabın önsözü,arka kapağı ve internetteki yazıların noktasına kadar aynısı idi. Bu duruma üzüldüm açıkçası.(Onlar kendilerini biliyor, ben oraya bakarak inceleme yapmadım diye beni taşa tutmayın. )
Yalnızlık Paylaşılmaz
Yalnızlık PaylaşılmazÖzdemir Asaf · Adam Yayınları · 200013,7bin okunma
Tarihten bir yaprak oldu o günler.
Nerede şimdi senin işçilerin? O adı var kendi yok sendikan ne yapıyor?
Sayfa 379 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Devletlerin yönetim şekilleriyle anılmaları gibi, Birleşmiş Milletleri "Domuzlar Diktatoryası" olarak anabiliriz.
Gerçek kahramanlar sevenlerinin yüreğinde gülümser ve heykelleri etrafında sahte tılsımlar örülmesine ihtiyaçları yoktur.
TARİHTEN BİR YAPRAK
III. Murat 1595’de öldü. Ayasofya Camisi avlusundaki türbede 54 kişi yatmaktadır. Bunlardan 20’si oğlu, 23’ü kızıdır. Türbede yatan oğulların yaşı küçüktür, hatta altı aylık olanları bile vardır ama hepsinin ölüm tarihi 1595’tir. Peki 1595’de ne oldu? Saraya kıran mı girdi? Hayır, salgın da olmadı, kıran da. III. Murat öldükten sonra oğlu III. Mehmet tahta çıktı ve ilk işi de kardeşlerinin hepsini boğdurmak oldu. Babasının tabutu saraydan çıkarken gerisinden 39 tabut daha geliyordu. III.Mehmet, 19erkek kardeşini ve 20 kız kardeşini öldürtmüştü! Bununla yetinmemiş babasının gebe eşlerini öldürtmüş ve ergenlik çağındaki iki kardeşinden gebe kalmış yedi cariyeyi denize attırmıştı. Genç şehzadelerden biri: “Beni kestanelerimi yedikten sonra boğun” diye yalvarıyordu! Evliya Çelebi, “Bir şehzadenin daha emzirilirken annesinin kucağından sökülüp alındığını boğulduğunda emdiği sütün burnundan geldiğini” yazar. Saraydan tabutlar çıktığında Evliya Çelebi’nin naklettiğine göre “İstanbul halkının feryatlarını gökteki melekler duymuştu”. III. Mehmet sadece bununla yetinmemiş 16 yaşındaki oğlunu da öldürtmüştür! III. Mehmet öldüğünde, I. Ahmet tahta oturdu. III.Mehmet’in cenazesi Ayasofya’ya götürüldü. Cenaze namazı kılınacaktı. Ama genç padişah gelmemişti! “Taht sahibi olmak için 39 kardeşini ve bir oğlunu öldüren adam babam da olsa katildir. Ben katil bir adamın cenazesini kılmam! Varın siz kılın!” diyerek daveti reddetti. Tarih bilmeyenler iyi okusun, ozellikle Osmanlı torunuyuz diye geçinen çakma torunlar...
Reklam
Gerçek kahramanlar sevenlerinin yüreğinde gülümser ve heykelleri etrafında sahte tılsımlar örülmesine ihtiyaçları yoktur.
Bizim akıllının ağzında Batı: Filancanın izinde batı medeniyeti seviyesine çıkacağız... Bu "çap"a söylenecek hiçbir şey yok...
Metafiziği inkâr ederken metafizik yapan komünizm, bizim bağlı olduğumuz görüş inanış mihrakı önünde ucuzculuğun ve ahmaklığın diyalektiğidir. Batı fikir ve ilim adamının gözünde ise, mücerrede ve tahlile karşı birçok alanlarda müşahede edilen reddin ve isteksizliğin en manalı arazı...
Evet, onlar her türlü imkânla ve her yola başvurarak Rus borusunu Türkiye'de öttüredursun, bizim klişe keskinleri 12 Eylül'e kadar "bizde propaganda var mı?" yavanlığında idi (şimdi sustular).
331 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.