Yazara ve bu kitabı yazmak için harcadığı çabaya büyük saygı duyuyorum, ama gerçekten okumaya değmez. Benim için zaman kaybından başka bir şey değildi.
Bana hitap etmeyen bu kitabın konusu, hayatınızı daha olumlu kılmak için hangi kuralları uygulayabileceğinizle ilgili, sade bir dille yazılmış, bir saatte okuyup bitirebileceğiniz bir kitap.
Benim tarzım olmayan bu kitabı okudum çünkü kitap birkaç yıldır kitaplığımdaydı ve birkaç yıl daha kitaplığımda bıraksaydım bir şey kaybetmezdim. Okumak isteyenlere keyifli okumalar diliyorum.
Bu kitabı hediye ederek yazarımızin kalemiyle tanışmamı sağlayan @psikologilker. Hocama çok teşekkür ediyorum .
Fantastik edebiyatın kraliçe deniyormuş yazara bunu merak ediyorum neden diye ki bu kitabını okuyunca anladım efendim.
Büyülüydü herşey. İlk sayfadan itibaren kitap sizi içine çekiyor merak uyandırıyor. Konuşan Afrika Menekşeleri ve
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri benzeri bir kitap zannettim ancak çok farklı. Kısacık bir örnek hikaye verip, olayı psikoloji bilimi üzerinden açıklamaya çalışmış bir kitap. Psikologlar, psikiyatr ve psikoterapistler için ideal bir başvuru kitabı ama benim tarzım değildi.
“Sevginin iyileştirici bir güce sahip olduğu”, “sevginin yalnızca erkek ve kadın arasında romantizme dayalı bir duygu olmadığı”, “sevginin hem beden hem de zihinsel sağlığa birçok olumlu etkisi olduğu” gibi yaklaşımlar, artık bir fikir olmaktan öte psikoloji disiplini tarafından desteklenmekte olduğunu gösteren bir roman. Çok tarzım olmamakla birlikte güzeldi ama ekstra insana bir şeyler katan bir roman değildi, biz bu sözleri zaten gün içerisinde birbirimize söyleyip kendimizi avutuyoruz . Kitapta en beğendiğim cümle ise şu oldu; “Küçücüktü onun dünyası. Sınırları, kaldığı inin duvarlarıydı. Dışarıdaki geniş dünya hakkında hiçbir bilgisi olmadığından, içinde bulunduğu sınırların darlığından asla şikâyet etmedi.”
Beyaz DişJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202076,1bin okunma
...
“o vakitler birçok konuda aynı görüşteydik” demiştin. Sonra da eklemiştin ama:
“O günden bu güne öylesi ne değişmişsin ki, aynı insan değilsin artık.” Tümüyle doğru değil bu. Değişen şu ki, o zamanlar yaşamım bunca güç değildi, geleceğim daha az karanlıktı; içim, içimdekiler, bakış ve görüş açım, düşünce tarzım hiç mi hiç değişmedi. Herhangi bir değişme olmuşsa, o da şudur:
eskiden düşündüklerime, inandıklarıma, şimdi daha çok inanıyorum, eskiden sevdiklerimi şimdi daha çok seviyorum.
....
Yine beni duygusal olarak arada bırakan bazen 9-10 puan bazende 1-2 puan vermek isteyip,ruhumu oradan oraya savuran bir kitaptı.Puanlamayı mantığımla değil kalbimle yaptığımı belirtmeliyim.Ona göre okuyunuz :)
Lennon fazla kilolarıyla lise hayatında ciddi zorbalıklara maruz kalan(çok kötüydü gerçekten) hayali besteci olmak olan ve bu konuda
Ahmet Haşim genel anlamda kendi düşüncelerini yazmış kitapta. Bize göre tamamen kendi düşüncelerini fikrini oluşturuyor Bir Seyahatin Notları da Paris’e yaptığı geziden dolayı oluşan fikirlerini açıklıyor kitapta. Güzel bir kitap okunabilir ancak çok benim tarzım değildi çok zevk almadım kitaptan kurgu bir romandan çok bilimsel bir yazı okumak gibiydi.
Kitabı çok beğenemedim. Hoşuma giden tek kısmı; babasını anlattığı kısımdı. Onun dışında kitap belki de benim tarzım değildi o yüzden boğdu beni. 1 günde bitirilecek kitabı 3 günde bitirdim. Yusuf Atılgan'dan beklentim değişik ve yüksekti belki de o yüzden bu kadar hayal kırıklığına uğradım. Üzgünüm ama beğenemedim.
Aylak AdamYusuf Atılgan · Yapı Kredi Yayınları · 201759,7bin okunma