"Bir kadının küçük parmağına bile sahip olamıyorsan, yollarda taş kırsan daha iyi edersin bence"
Sayfa 171 - Kumsaati YayınlarıKitabı okudu
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Kitabı yaklaşık bir saat önce bitirdim. Okumaya başlarken ve bitirirkenki ruh halim arasında dağlar kadar fark var şüphesiz. Kitabın ilk 15-20 sayfasında ben ne okuyorum, hangi karakter ne diyorun sıkı muhasebesini yaparken kafamda resmen düğün tamtamları çalıyordu. Ayrıca kitabın başlarında; ana karakterin, yazarın Anayurt Oteli' ndeki karakter -Zebercet- ile ara ara yer değiştirdiği oldu. Kitap acaba Anayurt Oteli' nin devamı mi diye düşündüğüm bile oldu.Neyse ki bu kritik sayfa sayısını aştiktan sonra kitap kendini adeta bana açtı. Kitabı kült kılan kitabın ismine layık olan Aylak Adam karakterinden tutun, ana karakterin herhangi bir isminin olmayışına kadar her şey tam anlamıyla mükemmel bir edebi tat bıraktı damağımda. Bir insana aklınıza gelebilecek her türlü olumsuz etiketlemeleri yapmadan insanları yargılamadan, dinlemeden önce insan edimleri arkasındakini; madalyonun arka yüzünü de görmek gerektiğini bir kez daha ikrar etmiş olayım bu incelemeyle. Babası öldükten sonra dahi babasından kurtulmaya çalışan birinin büyünce babasına benzememek adına göstermiş olduğu kronik ruh halini iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Babasından kalan mirasın hesabını bilmeyen bir Aylak Adam sevgisizlikten adeta (insanları değerli birer taş gibi düşürsek) bir simyacıya dönüşmesinin öyküsü belki de... Halihazırdaki babalar, müstakbel baba adayları unutmayın nasıl ki bir kız çocuğu büyüyünce annesi oluyorsa; büyünce de bir erkek babası olur. Hülâsa; ölmeden önce okunması gereken bir eser, okuyunuz!
Aylak Adam
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201957 okunma
Reklam
Roger, bir avuç taş topladı, atmaya başladı. Gel gelelim Henry'nin çevresinde, çapı belki altı yarda olan bir alan vardı ki, oraya taş atmayı göze alamıyordu. Roger'in eski yaşantısına bağlı ve gözle görülmediği halde henüz güçlü kalan eski yasaklar, bu alanda egemendi. Analar, babalar, okullar, polisler, yasalar, çömelen küçüğü korumaktaydı. Roger'in varlığından haberi olmayan, yıkılıp giden bir uygarlık, Roger'in kolunu koşullandırıyordu hâlâ.
Sayfa 70 - İş bankası 35. basımKitabı okudu
Bir kadının senin küçük parmağına olsun sahip olmasına göz yummaktansa, yollarda taş kırsan daha iyi edersin bence.
Sayfa 155Kitabı okudu
Ana, Baba ve Çocuklar
Çoğu ana-baba, çocukları ile konuşmazlar, onların ne yaptıkları ile ilgilenmezler. Boş zamanlarında çocuklarını okşarlar; onlara şekerlemeler ve oyuncaklar verirler. Sonra da: "Hadi bakalım, şimdi bir kenara çekilin; gürültü etmeden kendi kendinize oynayın!" derler. Aslında bu sözlerin gerçek anlamı ne yazık ki şudur: "Başımızdan defolun da, ne isterseniz onu yapın. Yeter ki bizi rahatsız etmeyin!.." Bu durum karşısında çocuğun aklı, düşüncesi, ruhu işlenmemiş bir tarla gibi boş kalır. Buraya iyi hiçbir şey ekilmemiş olur. Ara sıra çocuğa iyilik, doğruluk ve sevgiden bahsedilse bile bunlar çoğu zaman kuru, taş gibi sert ve çocuğa yabancı gelir. Ana-babalar çocuğun ruhuna hitap etmeyi pek bilmezler. Onların basmakalıp ve ısmarlama nasihatları çocuğun ince ruhunda yankısını bulmaz.
Sayfa 55 - Timaş Yayınları, 2005 Mart Baskısı, Çeviri: Ali Çankırılı
Roger bir avuç taş topladı, atmaya başladı. Gel gelelim, Henry’nin çevresinde, çapı belki altı yarda olan bir alan vardı ki, oraya taş atmayı göze alamıyordu. Roger’in eski yaşantısına bağlı ve gözle görülmediği halde henüz güçlü kalan kesin yasaklar, bu alanda egemendi. Analar babalar, okullar, polisler, yasalar, çömelen küçüğü korumaktaydı. Roger’in varlığından haberi olmayan, yıkılıp giden bir uygarlık, Roger’in kolunu koşullandırıyordu hâlâ.
Reklam
330 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.