Her ne kadar hataları olsa da tasavvuf bu kadar içten anlatılabilirdi... Elif Şafak'ın kaleminden olması okuma isteğimi güçlendirmişti. Şems'e ve Mevlana'ya aşık ediyor.. Kesinlikle okunmalı...
Bunu okumadan önce biraz tasavvuf edebiyatından kesitler bilmek gerek. Bilen insan için muhteşem bir kitap fakat tasavvufla pek bilgisi olmayan için sıkıcı gelebilir.
Ya ortasındasındır Aşk'ın merkezinde; ya da dışındasındır, hasretinde..
Ella Rubinstein (40) Amerikalı bir ev kadınıdır. Tipik burjuva değerlerinin hâkim olduğu oldukça varlıklı bir ailesi, düzenli ve görünüşte "sorunsuz" bir evliliği vardır. Üç çocuğunu da büyüttükten sonra bir yayınevinde editör-asistanı olarak iş bulur; görevi A. Z. Zahara adlı tanınmamış bir yazarın tasavvuf felsefesini konu alan tarihi romanını değerlendirmektir.
Ancak hayatının kritik bir döneminde eline aldığı bu kitap, hiç beklemediği bir şekilde Ella'yı derinden sarsacak, dünyevi aşkı keşfetmek adına zorlu ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmasına neden olacaktır.
Hayatlarımızın durgun gölünü dalgalandıran taş misali, yüzleşmek zorunda olduğumuz sıkıntılar, acılar... ve aşkın peşinde katetmek zorunda olduğumuz zorlu yollar, ödediğimiz bedeller...
Aşk... kitap içinde bir kitap, hayatın anlamı peşinde bir aşk macerası...
Aşk... Elif Şafak'tan arayışa, gerçeğe ve keşfetmeye dair bir roman.
(Tanıtım Bülteninden)
Yazar Mevlana ve Şems arasında yaşanan olayları kendi yorumunu katarak, onların dilinden yeniden yazmış. Bildiğiniz ılımlı islam hatta dinler arası diyalog yardımcı kitabı diyebiliriz. Daha da can sıkıcı olan bir sahne var ki, Şems ve karısı arasında geçen akıllara zarar bir tablo oluşturmuş. Hayır işin kötüsü okur bunu gerçek zannediyor. İşin içine gizem ve sürükleyicilik de katınca olmuş size birilerinin göklere çıkardığı bir kitap. Eleştirilecek kısımlar bunlarla da sınırlı değil üstelik. Şems'in üzerinde uzun uzun düşündüğü tekrar tekrar gözden geçirip oluşturduğu 40 kuralını, yazar kendine veya birilerinin buyruğuna göre açıklamış. Araştırma zahmetine girmeyen veya işine öyle gelen kitle de kitabın verdiğini gerçek diye kabullenip oturmuş.. Arkadaşlar tasavvuf öyle kolay bir ilim değildir. Alimlerimiz ömürlerini vermişler. Türkçe'yi bile doğru düzgün kullanamayan yazarların (!) uyduruk senaryolarına alet olmamalı. Oluyursa da kendi yorumları katılmayan aktarılması gerektiğini düşünüyorum. Bu tür kitapların da maksatlı yazıldığını da bu düşünceme eklemek istiyorum. Sıfır puan olmadığı için bir puanla yorumumu bitiriyorum.
TUĞRA (BEHEMEHÂL AŞK)/TARİHİ ROMAN
Behemehâl; Farsça-Arapça zarf, her hâlde, ne olursa olsun, ne yapıp yapıp, mutlaka.
Şebnem Pişkin’in romanı, Tuğra; 2.Abdülhamit dönemini, bazı tarihi olaylara yer vererek, tasavvufi bilgilerle süslenerek, içerisinde ilginç bir aşk hikâyesinin de olduğu, tarihi bir roman.
Roman antikacı Turan beyin dükkânın da
Zihnin nasıl olması gerektiği, insanın nasıl yaşaması gerektiği ile ilgili Budizm ve Japon Samuray yolunun fikirleri ile başlayan kitap, sonrasında size bu hayatın nasıl ve nereye doğru yönlendiğini anlatmaya çalışıyor. Tasavvuf konusunda okumalar yapmış insanların dünyanın öteki ucundaki ve farklı bir dindeki bu zihin ve hayat çözümlemesinin içinde ilginç noktalar bulacağını düşünüyorum.
Oldukça güzel bir araştırma eseri. Ezoterik ilimlerle ilgili olarak Maya medeniyetinden itibaren Mısır, Yunan, Bektaşiler, Afrika'daki kabileler incelenerek detaylı ve kapsamlı bir eser oluşturulmuş. Bildiğimizi sandığımız şeylere farklı bir bakış açısı ile bakılmış. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi isimler, eski Türk destanları, tasavvuf anlayışı da güzel bir şekilde incelenmiş. Gizli ilimlerle ilgilenenlerin keyifle okuyacağı bir eser.
Ateş, Hava, Toprak ve Su ile yoğrulmuş, yer yer hikayelerle zenginleştirilmiş, tasavvuf ile hamuruna sevgi ve aşk eklenmiş, evliya zatlarla sırlı formülü korunmuş lezzetli bir pasta gibi.. bir solukta yer gibi...