Dün gece, Salinger’in Gönülçelen adlı romanını okuyup bitirdim. Uyuduğumda bugünün ilk saatleriydi. Çok çok güzel bir roman. 16-17 yaşlarında bir çocuğun gözüyle, diliyle anlatılıyor. Nasıl her şeye boş veren, nasıl hayaller içinde, ama nasıl yalnızlık çeken tatlı bir çocuk. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, savaşın bitimiyle birlikte, içine onca kapanmış olan Amerika, biren Avrupa’yla içli dışlı olmak zorunda kalınca, Avrupa’nın değişik düşünce akımları Amerika’yı allk bullak ediyor, McCarty denilen o aşağılık adamın körüklediği korkunç bir baskı dönemi başlıyor Amerika’da. Bir kısmı baskı dönemini elverdiği ölçüde bir şeyler yazmaya çalışıyorlarsa da, yazarların çoğu susuyor. Korkunç bir ‘Cadı Kazanı’ kaynatılıyor. Korkunç bir aydın avı.
Salinger, işte bu dönemde yazmış Gönülçelen’i. O dönemin Amerikan gençliğini çok ustaca anlatmış.