Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Gece, tefekkür edenlerin, âşıkların ve şairlerin esrarlı kitabıdır.Orada okumasını yalnız onlar bilirler.Zîra onun anahtarına yalnız onlar sahiptir.Bu anahtar sonsuzluktur. Bu yıldız göğü, bu sonsuzun görülebilir ifşâsıdır. Bu ışıklar, ruhlar, bakışlar, bilinen seslerin dolu olduğu sukûnettir.Hiç hayatından ilhâm almayan, sevmeyen, kederlenmeyen bir kimse bunu duyamaz..!” Lamartin.
İlimlerin kurucusu müslümanlardır.
"Avrupalı tefekkür edemez, niçin? Lisanında bir lafza-i celal yok, tevhid yok; tefekkürü o zirveye ulaşmamış, ilim yapamaz, bir yere gelir tıkanır, mutlaka bir müslümanın gelip onun elinden tutup yolu aşması lazım." Necmettin Erbakan
Reklam
okuduğum her kitap hiç farkettirmeden beni bir sonraki kitaba hazırlamış. konuları birbirinden bağımsız gibi dursa da sanki bı öncekini okumasam yeni başladığım kitap beni bu kadar heyecanlandıramazdı...zihnimde ki aşılmaz duvarlardan tuğlalar kasten seçmiş olmasam da okuduğum kitaplarla sistematik bir örüntüde kırılıp tefekkür pençereleri açılıyor.
Diyorum ki, aşağıdaki sıfatları haiz bir ahlâkı benimseyen insanları kimse teslim alamaz. Şudur: El emeği-göz nuru-alın terine dayanan, tabiata dost, aza kanaat eden, komşusu aç iken kendisi tok yatmayan, 72 millete bir göz ile bakan, bu sebeple "öteki" kavramını barındırmayan, dünya hayatını "gölgelikte bir lahza dinlenme" kabul eden, ebedî olan öte dünya inancını esas alan, yaradandan ötürü yaradılmış her şeyi seven, dostun evi gönüllerdir gönüller yapmaya geldim diyebilen, insaf, merhamet, af, bereket, feraset, basiret, mürüvvet, hürmet, hizmet, sadakat, ehliyet, liyakat, fazilet, feragat, hürriyet, sabır, şükür, teşekkür, tefekkür, tevazu, cesaret, şecaat, hamaset, cömertlik, infak, ikram, izzet, iffet, letafet, nezaket, zerafet, ahde vefa, uhuvvet, sükunet, hamiyet, nihayet "adalet"e dayanan bir ahlâk. Bu ahlâka sahip olan insanlar elbette akl-ı selim, zevk-i selim, zihn-i selim sahibidirler. Parayı, bilimi, teknolojiyi, sanayii (onların esiri olmadan) nasıl kullanacaklarını bilirler.
İnsanoğlu ah insanoğlu, yine bi hatamı gösterdin, tefekkür etmek, edebilmek nimet. Her günü müsavi olan insanlarla dolu bi dünya çekilmiyor gerçekten. Hakedene hakkettiği kadar tebessüm...
"Mâtüridî duyular, haber ve akıl yoluyla ulaşılan bilgileri aklın bir işlevi ola- rak gördüğü istidlali kullanarak değerlendirmektedir. O, eserle- rinde bilgiye götüren akıl etmeye ayrıcalıklı bir konum atfetmiştir. Maturidi "hem Yaratıcı'nın, tabiatın ve insanın bilinmesinde hem de vahyin anlaşılmasında akla temel bir işlev
Sayfa 19 - Dib Yayınları
Reklam
Bir saat tefekkür bazen bir sene ibadetten daha hayırlıdır.
Sayfa 13 - Tilki KitapKitabı okuyor
Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin tefekkür ederler ve şöyle derler: "Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru!"
Manevi lezzet insana okyanusvari bir duygu veriyor. Sonsuzluktan bir tat çalınıyor ağzınız. Bir anda Yaratıcı'yla ve âlemle bütünleşiyorsunuz. Hayat yolculuğumuz bir anlam kazanıyor. Şiirler, ilahiler, varlık üzerine tefekkür etmek, şükretmek, insana okyanusvari bir deneyim yaşatıyor. O deneyim, o manevi haz da dünyada başka hiçbir şeyle mukayese edilemeyecek kadar güzel.
Reklam
Zaman, tümüyle algılayana bağlı, göreceli bir kavramdır. Zamanın göreceliği, rüyada aşikâr bir biçimde yaşanır. Rüya âleminde gördüklerimizin ve yaşadıklarımızın saatlerce sürdüğünü hissetsek de gerçekte, dünya âleminde tüm gördüklerimiz ve yaşadıklarımız birkaç dakika ve hatta birkaç saniyede gerçekleşmiştir.
Her şey O’nun emir ve iradesiyle, hüküm ve kudretiyle gerçekleşir. Mülkün ve mahlûkatın tek sahibi olduğu gibi, külli iradesiyle dilediğini dilediği şekilde noksansız ve kusursuz bir şekilde yapmaya kâdirdir. Her istediğini kendi kudretiyle yapar. Hiçbir yardımcıya, hiçbir vekile ve hiçbir vasıtaya ihtiyacı yoktur.
O Allah ki yarattıklarının ve eserlerinin ve gözlemlenen mahlûkatının şehadetiyle gökleri direksiz yükseltip semavat âlemindeki milyarlarca galaksileri, milyarlarca gezegenleri, kentilyonlarca yıldızları o müthiş büyüklükleri ile birlikte, müthiş bir hızla düşürmeden boşlukta durduran, birbirine çarptırmadan hep birlikte gezdiren ve döndüren sonsuz kudretiyle yüceler yücesidir ve her türlü noksanlıktan münezzehtir.
Güzeldeki estetik haz büyük ölçüde, saf tefekkür haline girdiğimizde, bütün isteklerimizin ötesindeki bir ana yükseldiğimizde gelir, yani bütün arzular ve kaygılar kalktığında, adeta kendimizden kurulduğumuzda meydana gelir.
Âlemlerin Rabbi Allah yaratılanların ve mülkün ve onlardaki tasarrufun tek sahibi, tek hâkimidir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.