Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tüm çevrem hak etmediğimi söylemişti bu yaşadıklarımı; fırsatını bulup da bir tekme de kendileri atmadan önce!
Eski İranlı bir Âlim öğrencilerine ders verirken demiş: Ben nezaketi ağaçtan öğrendim, ona tekme attım, ama o tepemden çiçek yağdırdı...o utanç bana ibretlik ders oldu." 🌼📚🌿
Reklam
Bugün okulda bu öğrencilerimle ilk kez okuma saati yaptık.(1.sınıflar) Onlar kitaplarını okudular, örnek olmak amacıyla ben de kendi kitabımı okudum, nasıl okunacağını gösterdim. Teneffüs olduğunda bazı öğrencilerim ellerinde kitaplarıyla bahçeye inip teneffüste de okumaya devam etmişler. Normalde bahçemizde kitap okuyan çocuk değil, tekme ve yumruk atan çocuklar görüldüğü için durum nöbetçi öğretmenin dikkatini çekmiş. Çocuklarıma öğretmeniniz kim sizin diye sormuş. İsmimi söylemişler, çocuklarımla nasıl gurur duydum anlatamam. Onların hayatı boyunca okuyacakları nice kitabın vesilesi olmak da benim için ayrı bir mutluluk kaynağı. Her şey kitapla değişecek, güzelleşecek... Bir günde değil belki ama bir gün olacak.
Yüksek müsaadenizle bugün biraz kendinden bahsetmek istiyorum. Sizlere derinin altında sıkışıp kalan bir cam kırığından bahseder gibi, hayatımdan bahsedeceğim. Bu hiç bir şeyi değiştirmeyecek. Beni anlamayacaksınız, sadece ara sıra bardağınızdaki kadehlerden yudumlar alıp, yüzünüze beni dinlediğinizi belirten mimikler konduracaksınız. Abiler,
Kur'an'a atılan tekme
Son bir kaç gündür Kur'an-ı Kerime tekme atan bir genç konuşuluyor. Sözde müslümanız ya inancımıza hakaret ediliyor diye bizde kalkıp o gence hakkaret ediyor küfrediyor, hatta elimize gecerse ne yaparız onu bile planlıyoruz. Hz. Muhammed (s.a.s) zamanında çok fazla Kur'an'a hakeret edildi. Hatta yakıldı, necaset yerlere atıldı. Ama güzel ahlaklı peygamberimiz 'Allahim onlar bilmiyorlar, bileselerdi böyle yapmazlardı, onlara idrak etmeleri için yol göster' diyep dua ederdi. Yapılan yanlış ne olursa olsun aynı şekilde karşılık vererek bizlerin yani müslüman kesimin o kişilerden bir farkı kalmaz!
" Ben nezaketi ağaçtan öğrendim. Ona tekme attım, o tepemden çiçek yağdırdı. O utanç bana ibretlik ders olarak yetti. "
Reklam
İranlı bir Âlim öğrencilerine ders verirken şöyle der:
Ben nezaketi ağaçtan öğrendim. Ona tekme attım , o tepemden çiçek yağdırdı. O utanç bana ibretlik ders olarak yetti.
Acılarımızın uykuya ihtiyacı var...
Nam-ı diğer Apê Musa olan
Musa Anter
Musa Anter
, Nusaybin'de bir köy olan Zivingê(Eski Mağara)de doğdu. Nüfustaki ilk doğum yılı 1924 olarak kayıtlıydı. Ancak ilkokula yazılabilmek için yaşı büyütüldü ve 1920 yapıldı. 1917 ile 1920 yılı arasında doğduğu bilinse de, 1920 yılı onu doğum yılı olarak kabul edilir. Hangi yıl olursa
Yoruldum. Bezdim. Bîzarım.
Şu yıldızları poşete doldurup geceyi hemen kovasım var.. Güneşe olta atıp Garb yönüne alelacele sürükleyesim var. Gece-gündüzü itekleyip kabre çarçabuk varasım.. Şu saatten sonra tüm uyuyanların üzerine benzin döküp kibrit atasım var.
“Dostoyevski sürgün yıllarında,hapishanedeki bir köpekle insan ilişkileri üzerine gözleme dayalı bir deney yapar…Köpeği takibe alır ve yanından geçerken her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler…İlginç olan, köpeğin mahkumlardan kaçmaması ve yanına bir mahkum yaklaştığında otomatik olarak eğilerek tekme pozisyonu almasıdır…Köpeğin yanından geçen her mahkum otomatik olarak köpeği tekmeler…Dostoyevski’de , bir gün köpeğin yanına yaklaşır ve başını okşamaya başlar…Köpek bir süre ona şaşkın şaşkın baktıktan sonra ,hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlar…Önüne gelen mahkumun tekmelediği köpek , o günden sonra nerede Dostoyevski’yi görse kaçar ve ona bir daha asla yaklaşmaz…”Köpeğin tekme atanlardan kaçacağı yerde başını okşayan Dostoyevskiden kaçmasının bir psikolojik açıklaması vardır elbet!!! Kötülüğü hayat şartı kabul etmiş canlıların sevgiyi , kardeşliği , paylaşmayı görünce çok büyük şaşkınlık yaşamaları ve afallamalarıdır bu…Ruhu köleleştirilmiş bu köpek sevgiye açtır…İnsanlar içinde geçerlidir bu…Bazen kötü davrandığınız insanlar sizi çok sever ,bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder…
Ölü Evinden Anılar
Ölü Evinden Anılar
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Reklam
Sokak Köpeği - Aralık Ayı Hikâye Yazma Etkinliği
Gecenin üzerime örttüğü çiy damlalarından kurtulup, doğrularak günün ilk öğününü, belki de mideme girebilecek birkaç lokmayı bulabilmek için hayatın içine atılıyorum. Benim olan tek şey şuradaki boş çöp tenekesinin yanında duran karton parçası. Gecenin ayazında bedenimin bütün sıcaklığını çekti oda. Beni sömürdü resmen, taş gibi kalktım yattığım
Yabanda bir gül: Şîlan...
Fındık... Kış aylarında döllenen ve çiçeklenen tek bitkidir. İçindeki yağlar, proteinler, vitamin ve minareller sayesinde insan vücuduna inanılmaz bir katkı sağlar. Kemiklerin ve dişlerin yapımı için gerekli olan kalsiyum, kan yapımında görev alan demir, büyüme ve cinsiyet hormonlarının gelişmesinde rol oynayan çinko için, en iyi bitkisel
Arkadaşlar bu gece ben uyurken tüm takipçilerim isyan çıkarıp kazan kaldırmış. Hepsi kaçmış. Platformun popüler hesaplarından biri iken, her şeyimi kaybedip zelil duruma düşmüşüm. Ben de bundan sonra sıradan bir vatandaş olarak otobüse ya da minibüse bineceğim. Benim hayatım size ders olsun. Ne oldum değil; ne olacağım deyin. Tamam biraz şımarık bir çocuktum ama her şeye rağmen o zamanlar da sevmiştim sizi, düşene tekme atılmaz. Umarım hatalarımla günahlarımla beni aranıza kabul edersiniz. Günaydın :)
Dostoyevski, hapishanedeki bir köpekle, insan ilişkileri üzerine gözleme dayalı bir deney yapar. "Köpeği takibe alır ve yanından geçen her mahkumun onu tekmelediğini gözlemler. İlginç olan şey, köpeğin mahkumlardan kaçmaması ve yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekme pozisyonu almasıdır. Köpeğin her yanından geçen her mahkum köpeği tekmelemekte ve köpek buna bir tepki vermemektedir. Dostoyevski de, bir gün köpeğe yaklaşır ve onun başını okşamaya başlar. Köpek bir süre şaşkın şaşkın ona baktıktan sonra, hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlar. Önüne gelen mahkumun tekmelediği köpek, o günden sonra nerede Dostoyevski'yi görse ondan kaçar ve ona bir daha asla yaklaşmaz." Köpeğin tekme atanlardan kaçacağı yerde başını okşayan Dostoyevski'den kaçmasının elbet psikolojik bir açıklaması vardır elbet! Kötülüğü hayat şartı kabul etmiş canlıların sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı görünce büyük şaşkınlık yaşamaları ve afallamasıdır bu... Ruhu köleleştirilmiş bu köpek sevgiye açtır... İnsanlar içinde geçerlidir bu... Bazen kötü davrandığımız insanlar bizi sever, bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder... 🕊️📚 #Dostoyevski " Ölü Evinden Anılar" kitabından alıntı...
Gençlik, Anılar, Dayak...
Biraz kafamızı dağıtalım mi? Gündem karışık, insanlar stresli, ekonomi.... seçimler...vatan haini!... “şu”cu-“bu”cu... ohooo say say bitmez! İşte bunlardan sebep, nasılsa iş olacağına varır deyip olacağına varmışlardan söz edelim biraz. Son zamanlarda çok güzel öykü denemeleri okuduk sitede ya hep hüzünlendik, bakalım gülümseyebilecek miyiz? Siz
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.