Furkan ASLAN
@tekno_kitoloji
Kendilerine aşık genç.
Önce kendimize ardından insanlığa.....
instagram.com/furkanaslan6565
Lisans
Van
Van
82 okur puanı
Eylül 2018 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
İncinmişliğin öfkesi,bunu taşıyan kişi için duygusal yük,inciten kişi için ise şefkatsizlik barındırır…
İncinen kişinin “Beni anlamıyorsun” deyişi, bilişsel bir anlamamayı ifade etmez. “Beni anlamıyorsun” demek, “İçimde bir incinmişlik oluştu.. Kendimi kötü hissettim.. Bu kötü hissi anlayabilir misin?” Demektir.
Yeterince çalışır, kendinizi ortaya koyar ve beyninizi ve hayal gücünüzü kullanırsanız, dünyayı istediğiniz gibi biçimlendirebilirsiniz
Okur Takip Önerileri
"'Dün' dedikleri arkamdan bakan bir yol 'yarın' ise beni ısrarla peşinden koşturan bir hayal... Beylerin bilmediği de bu aslında. Sahip olduklarının işe yaramayacağı zamanlar ve bunlar mutlaka yaşanacak! Sandıktaki mücevher, küpteki altın, yabandaki tarla neye yarar susuz kalınca? Bak, bana sadece yağmur lazım şimdi; kral olsam ne olur, sahip ya da efendi olsam ne? Güneşi bana verseler, Ay'ı önüme katsalar ya da bulutlara hükmedebilsem ne değişir? Böyle bir günde yağmur yağıyorsa şayet, kral da benim Tanrı da..."
-Tamam son kelime olmadı; Kral benim."
Her şey gider, her şey geri gelir; varlık çarkının dönüşü bengidir. Her şey ölür, her şey yeniden çiçeklenir, varlığın yılı ebediyen sürer.
Her şey kopar, her şey yeniden eklenir; varlık kendi evini sonsuzluğa kurar. Her şey ayrılır, her şey yeniden selamlaşır; varlık halkasının kendisine sadakati bengidir.
Her saniyede yeniden başlar varlık; her burada'nın etrafında döner orada'nın küresi. Orta her yerdedir. Eğridir bengiliğin yolu.
Benim için 'görev' sözcüğü çok ağır ve baskın bir sözcük. Ben yalnızca tek bir şey için görev sözcüğünün söz konusu olabileceğini düşünüyorum; o da özgürlüğümün korunması. Evlilik ve ona eşlik eden sahip olma duygusu ve kıskançlık, ruhu tutsak eder. Bunlar benim üzerimde asla egemenlik kuramayacak. Doktor Breuer, ne kadın ne de erkek artık zayıflıklarıyla birbirlerine zulmetmeyecekleri günlerin geleceğini umuyorum.
"Alışmak"
Mavi bir bedende yaşamak gerçekten de akıl kârı değildi ancak insanın yaşamadan farkına varmadığı ya da hatırlamadığı 'alışmak' adıyla anılan gizli bir gücü vardı ve onun harekete geçmesi kelimeler doğru kullanıldığı takdirde 'an' zamandı. 'Baban öldü, şimdi ne yapacaksın? ' sorusuyla 'Baban öldü, ona lâyık bir evlat ol!' veya 'Baban öldü ve şuan hayatta olsaydı senin ağlamanı asla istemezdi. Derhâl ayağa kalk ve onun istediğini yap, güçlü ol!' İfadeleri alışma ve kabullenme süreçleri açısından farklı sonuçlar doğuracaktı.
Demem o ki haddini aşan beklenti bitirir insanı..
Ya beklentilerini yükseltme ya da beklentilerine uygun cevaplar ver. İnsanlar vaadederken çok cömert oluyor sunarken değil. Sen tersini yap sunarken daha cömert ol.
O zaman hafızalarda kalırsın.
Şu anda sevdiklerimizin ne zaman geri alınacağı belli mi? Hayır. Peki bu sizin son şansınız mı? Evet. Onları kaybettikten sonra değerlerini bilmek ne anlam ifade eder? HİÇ!!!
Belki tüm sevdiklerin, belki de sadece bazıları şu an hayatta. Onları dolu dolu sevmeni engelleyen şey ne? Onların sonsuza kadar seninle olacağına mı inanıyorsun yoksa? Hayır, böyle bir şey yok! Bu senin son şansın. İyi kullan! Ya da kullanma...
Kıskanmayan kadın yoktur, kıskançlığının dozunu ayarlamayan kadın vardır!!
"Zaman geçiyor...
Şimdi gözlerini kapat ve gidebildiğin kadar gerilere git; beş yaşına, üç yaşına...
Su birikintilerinde üstünün çamur olmasını, ütünün bozulmasına endişe etmeden seksek oynadığın günleri, misket oynarken aldığın keyfi, ilk oyuncağını hatırla...
Aç gözlerini... Şimdi kaç yaşındasın; on beş mi, otuz mu, kırk beş mi, yoksa altmış mı hangisi?
Şimdi söyle gözünü kapatıp açmandan daha hızlı geçmedi mi zaman? Peki o günlerden geriye ne kaldı? Bir kırık misket...
Unutma gözünü bir daha kapayıp açacaksın ve ömrün bitmiş olacak. Belki o zaman elinde kırık misketin de olmayacak!..
Ey insanoğlu, bir akşam üstü geldin ve gün batmadan gideceksin..."
"Bazen yaşamın o kadar içini görebiliyorum ki birden doğrulup çevreme baktığımda kimsenin yanımda olmadığını, bana eşlik eden tek şeyin zaman olduğunu görüyorum."
Ve inanmadığın hiçbir şeyi hiçbir zaman yapma, yanına bir şemsiye almadan yağmur duasına çıkma!
Hani bazen yanlışlıkla silinir ya telefon rehberi; yanlışlıkla silinmemeli o numaralar. Bazen ' hepsini sil ' tuşuna basıp kasten, bilerek, isteyerek silmeli herkesi rehberden. Belki de zaman zaman numara değiştirmeli. Gerçek dostların seni yine bulur; diğerleri ise zaten olmasa da olur. Hem rehberin kalabalık olması ne işe yarıyor? Zor zamanında yanında olanlar bir elin beş parmağını geçmiyor.
