Dorian Gray'in Portresi'ni okurken hep Wilde'in bu romanını aynı zamanda tiyatro şeklinde hayal ederek yazdığını düşündüm . Muhteşem vurucu bir tiyatro eseri çıkar bu romandan.
Amaaa sanırım bunu söyleyen ilk kişi olacağım, incelemelerde görmedim yinede gerçek düşüncelerimi yazmak zorunda hissediyorum, kitap benim beklentimin
Sunay Akın kitapları insanın şiirle,sanatla,edebiyatla tekrar buluşmasına şairleri yakından tanımasına her fırsatta vesile oluyor. Severek beğenerek bir çırpıda bitirdim.Türk bayrağının üzerindeki kırmızı renge tekrar kafa yordum kendimce...Keşke diyorum bir zaman makinesi olsa geçmiş güzel günlere bir kaç saat gidip gelebilsek. En çok merak ettiğim ise kendim okul bahçesinde koşturarak oynarken kendimi izlesem ne olurdu sanki...Kitapla kalalım...
Kalınlığına rağmen su gibi akan ve okurken beni benden alan Baba… Bu kitap o kültleşmiş The Godfather film serisinin uyarlandığı kitap ve kesinlikle muazzam. Geçmişte filmleri izlesem de ve ne olacağını az çok bilsem de yine de soluksuz, heyecanla, yerimde duramaz bir şekilde okudum. Uzun zamandır okurken en çok keyif aldığım kitap oldu. Kalınlığına aldanmayın, bir an önce okuyun derim. Ben şimdi arkasından tekrar filmleri izlemeye hazırlanıyorum.
Merhaba dostlarım; kafam o kadar karışık ki size anlatamam. Normalde kitabı bitirdikten hemen sonra düşüncelerimi yazmayı çok seviyorum. Çünkü hislerim taze ve en coşkulu zamanındayken yazdığım şeyleri okumayı, bana kitap hakkında neler hissettiğimi hatırlatmasını seviyorum. Ancak bu kitapta öyle olmadı. Kitabı bitirdiğim an (tabii o sondan dolayı
Arkadaşımla film gecesi yaptık bugün,, en son lisede hint filmi izlemiştim o yüzden bugünkünü bir ilk sayabiliriz,, ki kült filmlerinden biridir bence zaten, çok güzeldi çünkü... arkadaşım daha önce izlemiş tabii, bana izletmek istedi, neler olacağını bilmesine rağmen yine binbir çeşit duyguyu hissetti 😂 tekrar izlesem bende öyle olurum eminim.. çok beğendim,, oyunculuklar da çok iyiydi,, özellikle erkek başrolün!!! inanılmazdı... gece filmin müzikleri ile ağlamayı planlıyorum, kaliteli bir aktivite yine ✍🏽😂
Uzun bir hikayenin sonuna geldim
Okurken o kadar onların dünyasındaydım ki kitabı her elime aldığımda, acaba Feride ne yaptı diyerek merakla okuyordum. Sanki ailelerinin bir üyesi gibiydim, kitap bitipte onlardan ayrılınca hüzünlendim. Kitaptan ve aileden ayrılmanın içimi kaplayan hüznüyle incelememe başlıyorum.
Çalıkuşu'nun hikayesi ;
insan olmanın her zaman için kendinden başka bir şeye, ya da bir insana-gerçekleştirilecek bir anlama, karşılaşılacak bir insana, hizmet edilecek bir davaya, ya da sevilecek bir insana- yönelmek olduğu yolundaki antik ant- ropolojik gerçeğini anlıyorum İnsan, sadece varoluşundaki bu kendini aşmayı gerçekleştirdiği zaman gerçekten insan, ya da
Hepimizin "keşke aklımdan çıksa da tekrar izlesem dediği bir film olmuştur. Ebeveynlerin yasakladığı bir şekeri ilk kez tatmak, aşkın kadehinden bir yudum almak.. Ah! Nasıl da lezzetli gelir. İlklerin hazzı doruklarda yaşanır. Unutulmazdır onlar. Ama her zaman iyi hatırlanmazlar. İlkler, keşkeler getirir. Keşkeler birleşir, bir pişmanlık denizi oluşturur. Bu öyle bir denizdir ki en sağlam gemi dahi bu denizin fırtınasıyla başa çıkamaz. En bilgin denizci bile umutsuzluğa kapılır. Bu yüzden insan merak duygusunu tatmin etmeli, ilklerin çekici güzelliğinden sakınmamalı ancak heyecanına kapılıp yanlış kararlar vermemelidir. Unutmamak gerekir ki bazı anlar bir daha yaşanamaz.
İlk önce filmini izlemeyi düşündüğüm o kitap... İyi ki de önce filmini izlememişim. Kitaptaki betimlemeleri kafamda canlandırırken bile kanım dondu, izlesem nasıl olurdum kim bilir?
Kitabımız 15 yaşındaki Alex'i konu ediniyor. Onun ağzından yazılmış bir kitap. Alex; daha önceleri de suça bulaşmış, topluma aykırı, her suçu işleyebilecek