İslâmî devrimler
Jüstinyen’in ölümünden sonra Bizans’ta görülen durgunluk yalnızca güdük Roma İmparatorluğu’nun kısırlığına yol açmadı. Ayrıca, Ortadoğu’nun başka yerlerinde insanlığın bilgi ve teknik birikimine katkıda bulunan ve ayrıca büyük dünya dinlerinden birini yaratan bir dizi sarsıcı yükselişe de yol açtı. Bu yükselişin başlangıç noktası, umulmayan bir
Hayatın anlamı!
Sisifos Tanrıları kandırdığı için, devasa bir kayayı Olympos Dağı'nın tepesine yuvarlamakla cezalandırılır. Tepeye her ulaştığında kaya aşağıya doğru yuvarlanır ve bir kez daha en baştan başlamak zorunda kalır... "Tanrılar ceza olsun diye Sisifos'u da kendileri gibi ölümsüz kılmışlardır ve bunu, sonsuza kadar tekrar tekrar yapmak zorundadır.
Reklam
kapitalizm'e övgü; (işte bir fikir böyle savunulur!)
Demek paranın her kötülüğün kaynağı olduğunu düşünüyorsunuz,” dedi Francisco d’Anconia. “Peki, paranın kökünün ne olduğunu hiç sorguladınız mı? Para bir mübadele aracıdır. Ortada değiş tokuş edilecek ürünler, onları üretecek insanlar olmazsa, para da var olamaz. Para aslında, birbiriyle iş yapmak isteyen insanların, değere karşı değer verme
511 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Siyah Sancağın Gölgesinde
Celaleddin Harzemşah'ın hayatına olan merakım, geçen sene tarih dersinde işlediğimiz Anadolu Selçukluları ile Harzemşahlar devleti arasında yapılan Yassıçemen Savaşı ile başlamıştı. Bu savaş Harzemşahların mağlubiyeti ile sonuçlanmıştı. Diğer taraftan şuan ekranlarda "Bozkır Aslanı Celaleddin" dizisi ile karşımıza çıkan Celaleddin'ini
Celaleddin Harzemşah
Celaleddin HarzemşahMustafa Cankurt · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202011 okunma
Akıncılar
Osmanlı Devlet teşkilâtı içinde sınır bölgelerinde düşman memleketlerine ani baskınlar tertipleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari gruplarına verilen isim. Akıncılar, bazılarının zannettikleri gibi yağma gayesiyle düşman içine giren ve talanla hayatlarını geçiren serseriler topluluğu değildi. Pek çoğu Avrupa ve balkan dillerini bilen
Aslına bakıldığında neredeyse 1035 anlaşmasının şartları 1039'da da tekrar edilmişti. Bununla birlikte barış şartları Selçuklular'in umurunda değildi. Aynı durum Gazneliler için de geçerli olduğundan kimse anlaşmanın uygulanmasının pesine düşmedi. Zaten Selçuklular anlaşmaya göre boşaltmaları gereken yerleri terk etmemiş, kısa süre sonra da maddelerin aksi yönünde faaliyetlerde bulunmaya başlamışlardı. Aslında durum Hâkim Ebu Nasr ez-Zevzeni'nin ifade ettiğinden farklı değildi. Nitekim o, anlaşmadan sonra vezirle yaptığı özel bir görüşmede şöyle demişti:" Selcuklular'a hiçbir şekilde itimat edilmemelidir... Onların aldatıcı sözlerine inanmamak ve onlara asla güvenmemek gerekir. Onların düşüncelerine yerleşen padişahlık etmek düşüncesini ok ve kılıçla bile çıkarmak zordur. Sultana karşı aldıkları mağlubiyet sebebiyle barışa rıza göstermiş ve geri çekilmişlerdir. " Ona göre Selçuklular hedeflerine ulaşmak için özellikle Maveraünnehir'den yeni kuvvetler getirecekti. Hatta onlar bir süre itaat etmiş gibi görünse de sonra artan nüfusları sebebiyle yeni şehirler isteyecek, yağma faaliyetlerinde bulunacak ve yaşadıkları yerlerin az olması sebebiyle bunları yaptıklarını söyleyeceklerdi. Nitekim zaman onu haklı çıkaracaktı.
Reklam
51 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.