Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Bilindiği gibi ayna dünyanın her yerinde kalp için bir istiaredir, lakin Doğu geleneğinde kalp ile ayna birbiriyle neredeyse içli dışlıdır. Benzetmeler, telmihler, mecazlar ve metaforlar… Kırılma, paslanma, tozlanma ve hediye edilme gibi özellikler... İnsan kendinin yansımasını görebilmek için tıpkı bir aynaya bakar gibi kalbine dönüp bakmalı, hep dışarılarda olan gözlerini içine çevirmelidir. İnsanın tefekkürü veya içini dinlemesi esnasında kalp ayna gibi parlar ve oraya güzellikler yansır. Yeryüzündeki bütün ulvi öğretiler, bütün semavi dinler, bütün mistik yollar ve tarikatların ortak bir amacı vardır. Saf, berrak ve temiz bir kalbe ulaşmak. Gazali, hayatın amacını kalbi Allah’ın nurunu yansıtan temiz bir ayna haline gelene kadar temizlemek olarak tanımlamıştır. Kalp aynası çeşitli hatalar, günahlar ve kötülüklerimiz yüzünden kirlenir, islenir, puslanır. Bunlar kalbi görüntüsüz bırakmak, orada berrak yansımaların önüne geçmek sayılır. Bu durumda kişiye is ve pusu dağıtan bir sevgi ışığı veya kalp cilası gerekir. Bunun için küçük adımlarla başlayıp yol almak mümkündür. Her gün bir iyilik, ardından her gün bir güzel söz, sonra bir dostluk, sonra bir kötülüğe terk, sonra dilimize hakimiyet, sonra ve sonra… Her akşam bir tefekkür, her gece bir muhasebe, her seher bir gözyaşı…Küçük adımlarla başlayan bir yolculuğun aydınlık sonu…Aynayı cilalamak…”
II Benerci, Somadeva'nın odasından sokağa çıkınca, Roy Dranat'ın «akşamüstü serinlikte bir teferrüçten dönerken» soğuk alıp zatürreeden öldüğünü duydu. Ve Roy Dranat'ın oteline gitti. Gördüklerini şöyle anlatıyor: Girdim ki içeriye,
Reklam
masadan kalktılar. constantine’in bir işareti yetmişti; iştirakçiler “geriye! dön!” vaktinin geldiğini kendi aralarında askeri bir dakiklikle anlamışlardı. constantine, bir olta kamışı kadar esnek olan elindeki bu görünmez komuta çubuğuyla onlara bir kere daha dokundu, konuşmacıların beyinsel çabalarından dolayı kısmen gölgede kalmış olan
SONRA GEÇECEK Yalnızlığın ıstırap değil, ihtiyaç olduğu zamanlardı. Sahilde gezmek. İyot kokusu. Vapur düdüklerini duyunca korkuyla sarsılmak. Kapı önüne bir kap su bırakmak. Kedileri mıncıklamak. Sevdiğim kadını ağız dolusu öpmek. Öpülmek. Bir salatalığı kabuğuyla dişlemek. Her şeyi olduğu gibi kabullenmek. Aslını astarını sorgulamadan.
Sayfa 63 - EverstKitabı okudu
SOKAKTA BİR DELİ! Pencerenin önünden seslendim: —Holmes!... O sabah sokağı seyrederek vakit geçiriyordum. Cevap alamayınca yine seslendim: —Holmes!. —Ne var? —Sokakta deli var. —Tımarhaneye mi götürüyorlar? —Hayır, başıboş dolaşıyor...yürekler acısı bir manzara... adamcağızı ne diye sokağa bırakmışlar? Günah… Dostum gerindi, tembel
100 Kolay Salih Amel Modern hayatın karmaşası içinde unutuverdiğimiz, hayatın içinde uygulaması kolay 100 salih amel... Aşağıda okuyacağınız liste, sosyal medya ortamında çok sayıda arkadaşın kıymetli katkılarıyla oluşturuldu. “Modern hayatın karmaşası içinde unutuverdiğimiz, pratik salih amelleri derleyelim” demiştik; hamdolsun, ortaya
Reklam
Yaşlılık
Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı sınıflandırmaya göre durum şu: - 65-74 yaş: Genç yaşlılık - 75-84 yaş: İleri yaşlılık - 85+ yaş: Çok ileri yaşlılık…  Dileğimiz, yaşama sevincini yitirmeden, hayatın anlamını akış içinde kavrayarak, gençlikten kopmadan ama sınırlarımızın farkında kalarak yaşlanmak… ORTA YAŞ Yaşlılık öncesi yani 50-65 yaş aralığı,
Sayfa 248 - Doğan KitapKitabı okudu
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.