Temür Melik doğru bildiği her şeyi pervasızca haykırmakla ün kazanmıştı.
Türk Destanının Tasnifi
– I – Millî destanlar, tarihi vak’aları tasvirden ziyade milletin yüksek millî duygularını in’ikâs ettiren, tamamıyla ve yahut az çok tarihe müstenit bir ideal âlemi gösteren halk edebiyatı eserlerinden ibarettir. Millî destanlar (épopée) meselesini ciddi surette tetkik edenler Fransız (Roland), Alman (Nibelungen Lied), Rus ve Hintlilerin
Reklam
umutsuz olmamak lazım....
"Temur Alp Ata, ya bunlar olurken Melik Gazi'nin kılıcı yasılmış, Sultan Sencer'in gürzü toprağa mı gömülmüş "Oğul!. Bu halk zulme uğradı. Melik Gazi ile Sencer ne yapsın? Düşman onlar dahil herkesi zelil kıldı. Bu topraklardan zulmün ardı arkası kesilmedi nice zaman. Doğum kanıyla ölüm kanı birbirine karıştı, kılıcını çeken geldi. kargısını vuran gitti. Kiminin kınında kâfirin haçı parıldadı, kiminin elinde gelinlerin saçı kaldı. İnsan eti yiyen, kan içen nice barbarlar gelip geçti, nice zulüm, nice ihanetler yaşandı... Zalimin karnından aşı eksilmeye görsün, mazlumun kanına ekmek doğrar da yer. Ama umutsuz olmamak lazımdır. Ayak kırıldı mı, Allah kanat ihsan eder. Bu topraklarda asıl dert Allah'a isyan idi. Bütün bu olanlar O'nu unutmaktan oldu. Şimdi bozkır insanı ne çekiyorsa Allah'a sırtını dönmekten çekiyor. Halkın yegâne tesellisi olan şu bacılar, ahiler, zaviyeler, tekkeler, pazarlar, şehirler ve kasabalar işte bu yüzden birer umuttur. Mazlumların her sebeple müracaat ettikleri velilere ait ribat ve tekkelerdir ki, son dilimini komşusuyla paylaşan insanın kurtuluşudur. Yoksa bu halk bunca zulüm karşısında tuz olur dağılır, buz olur erirdi. Herkes bilir ki iktisadi teşkilat, ahlaki teşkilattan sonradır. İlim ve irfan bu kadar zengin ve bereketli olmasaydı toprağımızla birlikte ruhumuz da savrulur giderdi. İşte budur ki umuttur, kırılan ayaklara karşılık verilecek kanattır. Bu topraklarda kanatlanma gücüne sahip kaç insan yaşıyor olduğunu bilemezsin!?."
Selçuklular'ın tarih sahnesine çıkışlarını ve ilk faaliyetlerini anlatan Melik-nâme'ye göre Kınık boyundan Tukak (Dukak), Oğuz devletinin sü başı'sı idi. O muktedir bir kumandan olduğu için "Temür yalıg" (=Demir yaylı) unvanını taşıyordu, ölünce yerine oğlu Selçuk (Salçuk) geçti. Fakat beygu (yabgu)nun karısı, kocasını ileride kendisi için büyük bir tehlike teşkil edeceğini söyliyerek Selçuk'u ortadan kaldırmağa tahrik ediyordu. Bunu duyan Selçuk, bengu ile mücadele edemiyeceği için askerini, oymağını, hayvanlarını alıp Cend'e gelmişti.
Söyle Temür Melik "Vergiler çok ağır sultanım. Halkın Tahammülünü aştı. Beddualar giderek artıyor. Eskiden dua çıkan ağızlardan zehirli sözler dökülüyor şimdi. Uzun süredir cihada çıkılmadı. Nüfus arttı. Han, hamam kurmak, halkın karnını doyurmuyor. Gitgide fakir düşüyoruz. Devleti temsil edenler..." "Evet" "Affınıza bir kere daha sığınarak söyleyeceğim, gaflet içindedirler."
Sayfa 35 - Nesil YayınlarıKitabı okudu
"Sözünü kalbimde mukaddes bir emanet, tutuşan bir meşale gibi sakladım Temür Melik.."
Reklam
33 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.