siyah bir mumya mıdır bu hayal vâdisinden
çıka gelir ansızın gölgesiyle, bir umut
bir düş, karanlığında kaybolur menzillerin
rüzgâr kıvılcımları doldurur içimize
tutuşan saçlarından ateş akar gecenin
alamaz göklerinden kimse rüyanı senin
kaînat sarayında baht-ı devransın güzel
bırak da kehkeşanlar yolunda yansın güzel
pür telaş uyansa da uykusundan bilgeler
bu sevdalı arzuhal arşa dayansın güzel
belki bir gün âhınla alevlenir gölgeler
rüzgâr umut arıyor saçının tellerinde
gizem hâlâ hicranlı bir bahar ellerinde
Yolumu şaşırdım
Karanlık bir gecede
Dar sokaklar arasında
Tenha mı tenha bir caddede
Havlayan köpek sesleri
Sarhoş serserilerin kahkahaları
Korkarak atan kalbim
Boşuna çırpınan bedenim
Geçiyorum her sokaktan tekrar tekrar
Ve giriyorum yine bir çıkmaza
Çöküyorum bir duvar dibine
Düşüyorum umutsuzluk nehrine
Akmaya başlıyor gözyaşları
Yankılanıyor hıçkırıklar
Beni titreten rüzgar
Uğuldayan sesler
Kararan düşünceler
Karanlığa düşen zihnim
Ve kimsesizliğin verdiği korku
Zeynep S.
IX
Evime hür, başın dik olarak,
Evimin kadını olarak gir
(Aynı şiirden)
Liza’nın önünde şaşkın, bitkin, iğrenç derecede bozulmuş bir halde duruyordum; galiba bir yandan gülümsüyor, bir yandan da tıpkı önceden, can sıkıntıları arasında düşündüğüm gibi pamuklu, hırpani sabahlığının önünü kavuşturmaya çalışıyordum. Apollon bir iki dakika durduktan
siyah bir mumya mıdır bu hayal vâdisinden
çıka gelir ansızın gölgesiyle, bir umut
bir düş, karanlığında kaybolur menzillerin
rüzgâr kıvılcımları doldurur içimize
tutuşan saçlarından ateş akar gecenin
alamaz göklerinden kimse rüyanı senin
kaînat sarayında baht-ı devransın güzel
bırak da kehkeşanlar yolunda yansın güzel
pür telaş uyansa da