Sahi siz duydunuz mu sustuklarımızı?
Hayat devam ediyor… mu gerçekten?
Birinci yıl… Bir yıl 365 gün müydü? Peki neden ben 365 yıl geçmiş gibi ama aynı zamanda da bir saniye bile geçmemiş gibi hissediyorum?
Bir daha gökyüzünü, güneşi, denizi, sevdiklerinizi göremeyeceğinizi, artık her şeyin bittiğini düşünüp yaşamdan koptuğunuzu hissettiniz mi?
Fındık...
Kış aylarında döllenen ve çiçeklenen tek bitkidir. İçindeki yağlar, proteinler, vitamin ve minareller sayesinde insan vücuduna inanılmaz bir katkı sağlar. Kemiklerin ve dişlerin yapımı için gerekli olan kalsiyum, kan yapımında görev alan demir, büyüme ve cinsiyet hormonlarının gelişmesinde rol oynayan çinko için, en iyi bitkisel
Mehtap Soyuduru Çiçek / Sana Kendimi Anlatsam
Bazen okuduğunuz bir kitabı çok sever ve yazarın tüm kitaplarını alıp okursunuz ya. İşte Mehtap Hanım’ın benim üzerimde böyle bir etkisi var. #GitmesenOlmazMı kitabıyla tanışmamdan itibaren tüm kitaplarını okudum. Her kitabında, farklı ve hepimize tanıdık gelecek kaderleri yaşayan hayatlara
"Bu yaşıma gelene kadar öğrendiğim
en muazzam şey tepkisiz kalabilmek. İnanılmaz kırılmış, şaşırmış ya da üzülmüş olsam bile her şeyin olabilirliğini, herkesin her şeyi yapabileceğini kabullenmek."
Bu yaşıma gelene kadar öğrendiğim en muazzam şey,tepkisiz kalabilmek.İnanılmaz kırılmış,şaşırmış ya da üzülmüş olsam bile her şeyin olabilirliğini,herkesin her şeyi yapabileceğini kabullenmek..
Naifliğin ve İnsanlığın ötesinde bir karakter; O bir KNULP!
Bir banka oturmuş etrafı izliyorsunuz, boş yolda iki eli cebinde, temiz giyimli, başına fötr şapka takmış saf saf dolaşan birini görüyorsunuz. Yüzünde tebessüm, şaşkın bir ifade ile yürümeye devam ediyor. Güneşin yeni doğduğu sabahı hoşgörü ile karşılıyor, etrafında ki insanların
Muhafazakar, sağcı bir ailenin, dinsiz, kuir bir çocuğu olarak, ailemin kınadığı, adının geçmesine izin vermediği bir insan olarak Deniz Gezmiş’i hep merak etmişimdir. 2019 yılında lise 11.sınıf öğrencisi olarak kitap fuarında aldığım, ve bugüne kadar kitaplığımda adı gözükmesin ve annem görmesin diye ters olarak tuttuğum bu kitabı, sonunda okuyabildim. İyi ki şu an, bir üniversite öğrencisi olarak okumuşum. Yıllar önce yaşıtlarımın verdiği savaşı okumak beni çok etkiledi. Kendimi yetersiz hissetmeme, şu anki gençliğin tepkisiz yaşamına üzülmeme neden oldu. Nasıl bu hale gelebildik? Deniz gezmiş idam edildikten sonra herkes susmaya mı karar verdi? Gençlik nasıl böyle uyuşturulabildi? Kendime bakınca bile, şu an bir eylem olsa okulumda, katılmaz, uzaktan izlerdim büyük ihtimalle, aman sicilime işlemesin, başıma bir şey gelmesin diyerek. Bu düşüncelerimden bile utanıyorum, özür diliyorum Deniz’lerden…Benim gibi Deniz Gezmişi internetten değilde bir kitaptan öğrenmek istiyorsanız bu kitap sizin için.
Not: kitap ayrıca gözümün açılmasını sağladı, sağcıların amerikanın kuklası olduğunu bana hatırlattı, ve yine sağcıların beyinsiz zorbalar olduğunu gösterdi. asla değişmemeleri ne kadar komik değil mi?
Çocukluktan beri bana hayvanlara eziyet
etmememi, merhametli olmamı öğrettiler; okuduğum bütün kitaplar da bunu öğretti ve sizin kahrolası savaşınızdan zarar görenlere öyle acıyorum ki canım yanıyor. Ama işte zaman geçiyor ve tüm bu ölümlere, acılara ve kana alışmaya başlıyorum; gündelik hayatta da daha duyarsız, daha tepkisiz olduğumu ve yalnızca en kuvvetli itkilere cevap verebildiğimi hissediyorum, ama savaş gerçeğinin kendisine alışamıyorum, esasen akılsızca olan bu şeyi anlamayı ve açıklamayı aklım reddediyor. Bir milyon insan bir yerde toplanıp edimlerine haklılık kazandırmaya çalışarak birbirini öldürüyor ve hepsi eşit derecede hasta ve hepsi eşit derecede mutsuz. Delilik değil de nedir bu?