Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
186 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın incelemesi değil kendi düşüncelerim
Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim. Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal Güvenliği
İslamda Kadının Çalışması ve Sosyal GüvenliğiFaruk Beşer · Nun · 200921 okunma
318 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
. 1807 yılları zamanları, Hollanda’da Gloria malikanesinde çalışan Emily, ailesinden tek yakını yatalak kardeşine de bakmaktadır. Hem konakta mürebbiye olarak çalışıp hem de kardeşiyle ilgilendiği bu dönem, konak satılır. Yeni ev sahipleri bay Arthur ve bayan Hannah, mürebbiyeye ihtiyacı olmadıklarını ve konaktan ayrılmasını isterler. Ev sahibi Arthur’a kardeşinin durumunu anlatınca bay Arthur, başka bir iş için Emilly’e yardımcı olur. Bu sırada kardeşini de kaybedip yalnız kalan Emily’nin üzerinden ilgisi çekmez Arthur. Zaten eşi ile bir mecburiyet sonucu evlenmiş ve hiç sevememiştir. Zamanla Emily’e karşı duyguları büyür ve sonunda yasak aşk başlar. Kitap bir dönem romanı olarak başlayıp, bir yasak aşk teması üzerinde ilerliyor. Karakterlerin yaşadığı aşkı okuyucuya şahane geçiren yazar, o dönemin ruhunu da çok başarılı yansıtmış satırlara. Okuyucuyu sıkmayan, akıcı bir anlatımı var yazarın. Karakterlerin davranışlarını çok tasvip etmesem de yazarın anlatımını, tasvirlerini çok başarılı buldum. Heyecanlı, akıcı ve romantik olan eserde, ihanet, hırs ve entrika da eksik olmuyor. Aşk kitapları sevenler için güzel bir tercih olabilir. #YediverenKışı ^ ^ #alıntı İlk sarı laleler karşıladı onu. Cılız değillerdi, yapraklarının yeşili el değmemiş, ormanların özünden kopup gelmiş gibiydi. Sarısı öyle canlıydı ki, güneş ışınları, kendinden özel bir renk vermişti sanki sevgiyle. ^ ^ #yağmurkutsal #kumranyayınları #aşk #romantik #bloghemsire #edebiyat
Yediveren Kışı
Yediveren KışıYağmur Kutsal · Kumran Yayınları · 202415 okunma
Reklam
Sosyolojik Tahayyül başlıklı metin
Toplumsal davranışı anlama çabasında, sosyologlar özgün bir eleştirel düşünme biçimine başvururlar. Önde gelen sosyologlardan C. Wright Mills, bu çeşit düşünmeyi sosyolojik tahayyül olarak tanımladı-birey ve toplum arasında geçmişte ve günümüzde var olan ilişki hakkındaki farkındalık. Bu farkındalık, hepimizin (sadece sosyologların değil)
Sayfa 5 - Palme Yayıncılık
İstikbal, nerededir bilinmiyor!
İnsan dünyasına, kendine yabancı artık. Elindeki materyallerden mutluluk bekliyor. Bir edim, cefa veya bir içsel duygusal geçiş sonucu elde ettiği değil, birkaç kağıt parçasının bir araya gelmes ile satın alınmış bir değerden bahsediyorum. Bu insanı nereye taşır? İletişim araçının, insanın amacı haline gelmesi görülür şey mi? İzlediğimiz anlamsız
Medeniyet, bilhâssa anneliği aşağılamıştır. Hiç tereddüt etmeden satıcı, manken, eğitici (diğer çocuklara), sekreter, temizlikçi gibi meslekleri annelik vazifesine tercih etmiştir. Medeniyet, anneliği kölelik ilan etmiş ve kadına bundan kurtuluş vadetmiştir. Medeniyet, kaç kadını aileden ve çocuktan ayırarak( ona göre özgürleştirerek) bir memur ya da işçi yaptığı ile ilgili bilgileri büyük bir gururla ilan etmektedir. Bunun tam tersine bütün kültür, ezelden beri anneyi yüceltmiştir. Anneyi bir sembol, bir sır, kutsal bir varlık addetmiştir. Kreşlerle birlikte huzur evleri de gelmektedir. İkisi de aynı düzenin bir parçasıdır ve aynı çözümün iki ayrı aşamasını temsil etmektedir. Kreşler ve huzurevleri suni doğumu ve suni ölümü çağrıştırmaktadır. İkisinin de özelliği konforunu ön planda olması, sevgi ve sıcaklığın bertaraf edilmesidir. İkisi de aileye muhalif konumda yer almakta ve insan hayatında kadının rolünün değişmesinin bir sonucu olarak karşınızda durmaktadır. İkisinin de ortak öncülü anne babalık ilişkisini adım adım bertaraf etmektir. Çocuklar kreşte anne babasızdır, huzurevlerinde anne babalar evlatsızdır. İkisi de medeniyetin 'harikulade(!)' ürünlerdir ve her ütopyanın idealidir.
Sayfa 303Kitabı okudu
Uçurumdan aşağıya dans ederek düşmek
Neşeyle yükselip yanan ateşin bir tesadüf sonucu sönmesi gibi ölmeyi, kenara atılan ve yerde büklüm büklüm olup altında ezilirken seğirip sönen bir mum ışığına tercih ediyordu.
Sayfa 51 - AnonimKitabı okudu
Reklam
436 syf.
9/10 puan verdi
Melissa "Lissa" Martin, ebeveynleri trajik bir araba kazasında ölünce yetişkinliğe adım atmış on dokuz yaşında bir gençtir. O zamandan beri küçük kardeşini büyütüyor ve eğitimini ve hayallerini askıya almak zorunda kalıyor. Ancak Lissa, beklenmedik bir günde kendisine nezaket gösteren adamla tanışma hayalinden asla vazgeçmedi. Alexander James Henley Jr., müvekkillerine en iyi sonucu almak için ipleri elinde tutan, kukla ustası olarak bilinen yüksek profilli bir ceza savunma avukatıdır. Mesleki hayatı mercek altındayken Alexander, tercihlerinin birçok kişi tarafından sapkın olduğu düşünüldüğü için özel ilişkilerini radardan uzak tutmayı tercih ediyor Lissa, bir plan hazırlayarak bu yakalanması zor adama yaklaşmak için her adımı uygular.
Buy Me, Sir
Buy Me, SirJade West · 20177 okunma
Neşeyle yükselip yanan bir ateşin bir tesadüf sonucu sönmesi gibi ölmeyi, kenara atılan ve yerde büklüm büklüm olup ayaklar altında ezilirken seğirip sönen bir mum ışığına tercih ediyordu.
282 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
Gece Yarısı Kütüphanesi - Matt Haig
Herkese selam! Gece Yarısı Kütüphanesi'ni saygıdeğer felsefe hocamın verdiği performans ödevi sonucu okudum. Öncelikle kitabın başında Nora'nın içerisinde bulunduğu psikoloji içimi bunalttı. Bir an kitap boyunca böyle devam edecek diye korktum. Gerçekten hayatının ne vaziyette olduğunu ve bundan duyduğu pişmanlıkların onu ne kadar kendi
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202154,5bin okunma
Şerif Hüseyin o dönemde Osmanlıya bağlıydı. Osmanlıların üstünlüğünü kabul ediyor ve devletin bekasını, sonucu bilinmeyen bir parçalanmaya maruz kalarak yıkılmasına tercih ediyordu. Bu düşüncesi, İttihatçıların kendim beğenmişlikleri zirveye ulaştığını ve Arapların kendini beğenmiş, haddini bilmez ve kendilerinden başka herkesi hor gören Türklerden ayrılmasının zarurî olduğunu görene kadar devam etti.
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
Bonne soirée...
Sonuçları tek bir şey belirler: Süreçler! Ekte gördüğünüz resim bu sabahtan bir kare, tanımadığım bir büyükbaba, torunu ile sabahın erken saatlerinde hayatı yeniden ilk defa gibi keşfediyor. Kendisi için bilindik bir sabah ancak torunu ile ilk defa yaşar gibi heyecanlı ve mutlu. Parayı, kariyeri, lüks hayatı tercih eden insanlar vardır hep olacaktır. Ama bu tercih tek bir sonucu doğurur: Sevgisiz bir hayat! Unutmamamız gereken tek bir şey var, mutluluk bedelsizdir. Bedeli olan her şey mutsuzluk barındırır...
Başımıza gelen her şey durumdur, sonuç değil… Sonucu belirleyen şey durumu ne şekilde ve nasıl algılayıp benimsemeyi tercih ettiğimizdir.
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
Sır Bilgiler
Şeytan Neden Telaş İçinde Sağa Sola Saldırıyor? Bazı sır bilgileri açığa çıkarma zamanı geldi. Bilinç yeteri kadar yükseldi. Çünkü zaman daralıyor. İnsanlar da daralıyor. Olup bitenler bunalttı herkesi. Şeytana hizmet ederken geniş davranış göstererek daralmayanlar hatta utanmayanlar çare aramak yerine çaresizliği tercih ederek bunalıyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.