Evet kardeşlerim, Hazret-i İsa Aleyhisselâm, İncil-i Şerifte demiş ki:
"Ben gidiyorum, tâ size tesellici gelsin. Yani Ahmed Aleyhissalâtü Vesselâm gelsin." demesiyle Kur'ân'ın beşere gayet büyük bir neticesi, bir gayesi, bir hediyesi, tesellisidir.
İsa aleyhisselam, Muhammed aleyhisselamı 'Tesellici' diye
tanımlamış, onun gelişini böyle haber vermişti. Dr. Mavi'nin ihtiyaç
duyduğu da, bu Tesellici olmalıydı. Tesellici ile sessizce, bir
şeyler anlatmadan, sözlere dökülmeden, bir bakışla, tebessümle
ilişki kurulabilirdi. İnsanları kendilerinden bile daha çok düşünen,
onlarla ilgilenen, onlara sonsuz bir hayatın varlığını müjdeleyen,
nesnelerle nasıl ilişki kurulacağını ve nesnelerin anlamını
öğreten, gece kalkıp insanlar için dua eden, onları önemseyen,
tenkit etmeyen, anlayan, yargılamayan, onlara ilgi gösteren, şefkat
eden, sözlerini kesmeyen, onları can kulağıyla dinleyen, az
konuşan, tebessüm eden işte o Tesellici değil miydi?
Saff Sûresi / 6.Ayet
Hani Meryemoğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size gönderdiği peygamberiyim. Benden önce gelen Tevrat’ı tasdik edici ve benden sonra gelecek, adı Ahmed* olan bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim.” demişti. Fakat o (müjdelenen peygamber) apaçık delillerle kendilerine gelince: “Bu açık bir sihirdir.” dediler.
Dipnot
* Hz. İsa kendisinin Allah’ın oğlu değil kulu/peygamberi olduğunu ifade etmiştir. Ahmed, Peygamberimiz’in adlarından birisidir. Yuhanna İncil’inde “Faraklit” olarak geçen bu kelime, Türkçe’ye “Tesellici” olarak tercüme edilmiştir ve şöyle denilmektedir: “… Size hakikati söylüyorum; benim gitmem sizin için hayırlıdır. Çünkü gitmezsem tesellici (müjdeleyici ve uyarıcı) gelmez... Ve o gelince günah(tan sakındırma)da, salah (iyilik)de ve hükümde tüm dünyayı ilzam edecek (galibiyetle tesiri altında bırakacak)tır.” Burada da son dinin kitabı Kur’an ve onun peygamberine ait delil açıkça görülmektedir.