Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Osmanlının İtilaf Devletlerine Karşı Cihat Fetvası İlanı
Şeyhülislam Ürgüplü Hayri Efendi ve eski şeyhülislamlar, kazaskerler ve ünlü bilginlerden yirmi dokuz kişinin imzaladığı bu fetva, 13 Kasım 1914 Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Dairesinde Padişah ve Meclis-i Mebusan'dan bir heyet huzurunda okunur. Ertesi gün Meşihat dairesinden alınarak Fatih Camii'ne getirilir ve Fetva Emini Ali Haydar Efendi tarafından okunarak, Padişah hatt-ı hümayunu ile dünyanın her yanındaki Müslümanlara Teşkilat-ı Mahsusa elemanları tarafından ulaştırılmaya çalışılır: Ayrıca, Müslümanlık hassasiyetlerini harekete geçiren, aralarında Şeyh Salih Şerif Tunusi'nin cihat hakkındaki yazısının da bulunduğu, çesitli İslam dillerinde yazılmış broşürler ve Padişah fermanları da gidilen yerlerde dağıtılır.
Sayfa 284Kitabı okudu
İtalya'nın Avusturya-Macaristan İmparatorluğuyla harbe girmesi, İspanya siyasi ve askeri kesimlerinde tepkiyle karşılanır. İspanya basınında, İtalya'nın İtilaf Devletleri safında yer alması şiddetle eleştirilir. Bu gelişmeye karşılık, İspanya'nın tarafsızlık siyasetinde bir değişiklik söz konusu değildir
Reklam
İspanya'da ve Fransa'da Halife Mehmed Reşat'ın emriyle isyan çıktığını açıklayan telgraflara, isyanın diğer İslam ülkelerine yayılmasını önlemek amacıyla sansür uygulanmıştır.
Allah'a inancımız ve aziz Peygamberimizin sayesinde, İslam dininin iyiliği, Müslümanlarin saadeti için kesin zafer kazanılıncaya dek her şeyi yapmaya devam edeceğiz
Mustafa Kemal'in ölümüyle belirecek, iktidar boşluğunun 'vüs'atini', ilk defa o gece farkediyor; o boşluğu doldurmak isteyebileceklerin, çokluğunu da! İstanbul'da, gazetecileden etrafa yayılan bir rivayet, bu açıdan bakınca, bambaşka bir önem kazanıyordu: 'Karabekir' Kâzım Paşa, Kuva-yı Milliye'nin Dahiliye Vekili Câmi bey, bir de Doktor Fuat Sabit; değişik zamanlarda, değişik sebeplerle; Hachette Kitabevi'nde buluşur, ayaküstü konuşurlarmış; mevzu, Atatürk'ün yerini kimin alabileceği; yâni, böyle deniyor: 'Karabekir' Kâzım Paşa, 'menkûp'; Câmi bey, solcu addedilir; Doktor Fuat Sabit, eski Teşkilat-ı Mahsusa'cı, eski Mim Mim'ci; Kafkasya'da bolşeviklerle ilk temasları sağlayan kişi! Paşa'ya ilişilmiyor, öbür ikisi tutuklanmışlar.
Sayfa 77
Eyüp Camii'nin minarelerinden yatsı ezanı yankılanıyordu.Müezzinin buğulu sesi, Haliç yamacına serpilmiş mezar taşlarına çarpıyor sanki ölülerin ruhlarını dinlendiriyordu.
Sayfa 38
Reklam
Teşkilat-ı Mahsusa'nın Kuruluş Amacı
Teşkilatın son başkanı Albay Hüsamettin Ertürk şöyle anlatır: "Bu teşkilatın gayesi, bir taraftan bütün İslamları bir bayrak altında toplamak bu suretle Panislamizme ulaşmak, diğer taraftan da Türk ırkını siyasi bir birlik içinde bulundurmak, bu bakımdan da Pantürkizmi gerçekleştirmektir. Enver Paşa'nın bir yandan Emiri Efendi'nin İttihat ve Terakki programındaki Panislamizminden, diğer taraftan da Ziya Gökalp'in Pantürkizminden ilham aldığı muhakkaktır." "Bu birliği meydana getirmek için Umumi Harbin başlangıcından itibaren Fas, Cezayir, Tunus, Trablusgarp, Bingazi, Afrika Merkezi, Mısır, Habeşistan, Sudan, Zengibar, Somali, Malay Adaları, Açe Adaları, Belucistan, Afganistan, Çin, Türkistan-ı Rus, Hive, Kuzey Rusya, Kuzey Kafkasya, ve Azerbaycan, Güney Kafkasya, Moğolistan, İslamın parçalanan, dağıtılan ruhunu yavaş yavaş canlandırmak, devletimizin Avrupa'daki siyasi önemini arttırmak, Avrupalıların savaştan önceki planlarını suya düşürmek" bu teşkilatın görevlerinden olarak sayılmıştır.
Sayfa 288Kitabı okudu
Libya’ya giden gönüllüler tarafından kurulan Teşkilat-ı Mahsusa, Osmanlı devleti sınırları dışında yaşayan Müslümanlar arasında İttihat ve Terakki amaçlarını yayma ve içeride de muhalifle­rini susturma görevini yüklendi. Doğrudan doğruya Enver'e karşı so­rumlu olan bu özel kuruluşun varlığı Birinci Dünya Savaşında ve sonrasında Almanya, İngiltere ve diğer ülkelerin askeri haberalma subaylarının aynı biçimde rekabete kalkışmalarına neden oldu.
Sayfa 102Kitabı okudu
Ankara düzenli orduya geçince, otoriteye bağlanmak istemeyen milis çete liderlerinden Çerkes Ethem isyan etmiştir. Astsubaylıktan yetişme olan Çerkes Ethem Teşkilat-ı Mahsusa bünyesinde çalışmış, imparatorluğun Asya coğrafyasının muhtelif kısımlarını görmüş, insanları tanımış zeki bir kişilikti. İnsan tanımakta ve ikna etmekte mahirdi. Bu özelliğiyle adeta bir kumandan vasfına sahipti. Harbiye'de okumuş ve üzerinde mütehakkim olan iki kardeşi vardır. Kardeşleri özellikle İsmet Paşa'ya çok karşıdır ve Ethem'i ona karşı menfi surette etkilemişlerdir. Bu durum Ethem'i Ankara'daki kumandanlarla karşı karşıya getirmiş ve sonunda onu nizami orduya katılmakta tereddüde ve bir nevi başkaldırmaya itmiştir. Dolayısıyla Ethem siyasi mücadele hayatında önemli işler başardığı halde, bilhassa ağabeylerinin bilinçsiz teşvikleriyle "ihanet" diyeceğimiz hareketlerin içine girmiştir. Sonuçta Milli Ordu ile girdiği mücadeleyi kaybederek Yunan ordusuna sığınmıştır. Bu hiç şüphesiz ki cezasız kalmayacak bir hareketti. Dolayısıyla bunun getireceği sonuçlara maruz kalmamak için uzunca bir mülteci hayatı yaşamış ve yurt dışında ölmüştür.
Sayfa 184 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
31 Mart Vak'ası veya 31 Mart Hadisesi olarak tarihe geçen olay yakın tarihimizin en tartışmalı konularından biridir. (...) 24 Temmuz 1908'den itibaren iktidar, resmen ve hukuken olmasa da, fiilen İttihat Terakki'ye geçmiştir. Her ne kadar doğrudan iktidar olamasa da dolaylı yollardan, çeşitli yönlendirmelerle, iktidarın
1.000 öğeden 711 ile 720 arasındakiler gösteriliyor.