Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nevroz, Paul Tillich'in harikulade ifadesiyle, "yokluktan (nonbeing ) kaç­mak için varlığı (being ) inkar etmektir."
“Bazen kendimizi olduğumuz gibi kabul etmemizi sağlayan bir güce kavuşuruz, barışı içimizde duyar ve tamamlanırız; kendimize duyduğumuz nefret ve kınama kaybolur ve kendi kendimizle bütünleşiriz. İşte o zaman inayetin üstümüze geldiğini söyleyebiliriz.” Paul Tillich
Sayfa 252Kitabı okudu
Reklam
Tüm kişiler, tüm kurumlar enfeksiyona maruz kalmış ; tedavi edenlerde hasta tedavi edilenler de. Tedavi edenleri kim tedavi edecek ? Paul tillich
" Dindar olmak demek, varoluşumuzun anlamına dair ciddi bir soru sormak demektir." ~ Pamuk Tillich
Paul Tillich, açık bir şekilde yüzleşmedikçe umutsuzluk ve endişenin asla aşılamayacağını belirtir.
Sayfa 198Kitabı okudu
Paradoksal yöntem içerisinde bu şöyle ifade edilebilir: Kanun, dışsallaştırılmış bir bilinç; bilinç ise, içselleştirilmiş bir kanundur.
Reklam
"Vicdanımız, kendimize söylediğimizdir. Ne Tanrı'nın sesidir ne de ebedi ilkelere dair farkındalıktır. Ortalama bir insanın davranışından, günlük sohbetlerden, günlük rutinden, bir parça olarak varolmaya dair konformist cesaretin temel ilkesi olan uyum sağlamadan çıkmamızı söyler bize. Ancak, bu çağrıyı dinlersek kaçınılmaz bir biçimde suçluluk duyarız, ahlâkî zayıflığımızdan değildir bu, varoluşsal durumumuzdandır. Kendimiz olarak varolma cesaretine sahip olunca suçlu hissederiz kendimizi, bu varoluşsal suçluluğu üstlenmemiz istenir. Her haliyle anlamsızlıkla yalnızca sonluluk ve suçluluk kaygısını kararlılıkla üstlenenler yüzleşebilir."
Sayfa 154 - Cesaret ve Bireyselleşme (Kendi Olarak Varolma Cesareti)Kitabı okudu
"Yirminci yüzyıl insanı, anlamlı bir dünyayı ve manevi bir merkez dışında anlamlar içinde yaşayan bir benliği kaybetmiştir. Kendi ürettiklerine feda etmiştir kendini. İnsanın yarattığı nesneler dünyası, onu yaratanı ve şimdi onda özelliğini kaybedeni kendisine çekmiştir. Ancak insan halihazırda neyi kaybettiğinin farkındadır. İnsanlıktan çıkışını umutsuzluk olarak yaşayacak kadar insandır hâlâ. Nasıl çıkacağını bilemez, ancak durumu 'çıkışın olmadığı' şeklinde ifade ederek insanlığını kurtarmaya çalışır. Umutsuzluk cesareti, umutsuzluğunu üstlenme ve kendi olarak varolma cesareti ile yokluğun köklü tehdidine direnme cesareti göstererek karşılık verir."
Sayfa 146 - Cesaret ve Bireyselleşme (Kendi Olarak Varolma Cesareti)Kitabı okudu
"Şüpheye yer vermeyen kesinlik kalesi, hakikat kayasının üzerine inşa edilmemiştir."
"...korkunun yüzleşilebilen, çözümlenebilen, saldırılabilen ve katlanılabilen belirli bir nesnesi vardır. (...) Ancak kaygı için durum farklıdır, zira kaygının nesnesi yoktur ya da çelişkili bir ifade ile nesnesi diğer her nesnenin inkârıdır. (...) Korku ile kaygı arasındaki fark görülebilir, ancak ikisi birbirinden ayrılamaz. Birbirlerinin özünde vardır onlar. Korkunun iğnesi kaygıdır, kaygı da korkuya ulaşmak için çabalar. Korku, bir şeyden korkmaktır; acıdan, bir insan ya da topluluk tarafından reddedilmekten, birinin ya da bir şeyin kaybından, ölüm anından korkmaktır. Ancak bunlardan doğan tehdidin beklentisinde korkutucu olan, özneye yaşatacağı olumsuzluk değil, bu olumsuzluğun muhtemel sonuçlarına dair kaygıdır. (...) kaygı, özel bir durumun tehdidiyle başa çıkamamanın hissettirdiği acıdır. (...) Her korkunun altında yatan ve onu korkutucu kılan öge, kişinin kendi varlığını koruyamayacak olma kaygısıdır."
s. 60, 61, 62 / Varlık, Hiçlik ve KaygıKitabı okudu
964 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.