Kalbim çok şey öğrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeliği, deliliği, akıllılığı öğrendim. Fakat anladım ki bu da zor bir iş çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var. Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek.
... Tanrı insanlara öyle mutsuz bir çaba vermiş ki, hepsi didinip duruyor.Güneş ışığının değdiği her yerdeki bütün aktiviteleri gözden geçirdim; İnanın ki hepsi boş ve acıydı... İçimden şöyle geçirdim: Bak işte hükümdar oldum ve Kudüs'te benden önce gelenlerden daha bilgeyim. Kalbim çok şey öğrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeliği, deliliği,akıllığı öğrendim. Ama anladım ki, bu da zor bir iş. Çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var. Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek.
Kalbim çok şey öğrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeliği, deliliği, akıllılığı öğrendim. Ama anladım ki, bu da zor bir iş. Çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var. Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek.
Kalbim çok şey öğrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeliği, deliliği, akıllılığı öğrendim. Ama anladım ki, bu da zor bir iş. Çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var. Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek.
Ve bu sayede bilgeliği,deliliği ve akıllığı öğrendim.Ama anladım ki,bu da zor bir iş,çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var.Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerekir.
Sorgulanmamış hayat sürenin hayatı kendi ellerinde değildir .....Hayatımıza anlam katmamız ancak onu sorgulamamızla mümkündür , Tolstoy acımasızca kendini eliştirerek bizlerin karşılaşacağı karanlıklara kendi bilgeliğinin ışığını saçıyor...
"Kalbim cok sey ögrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeligi, deliligi, akıllılıgı ögrendim. Fakat anladım ki, bu da zor bir iş; çünkü bilgeligin oldugu yerde fazlaca üzüntü var. Çok ögrenmek isteyen kişinin cok acı cekmesi gerek. "
İtiraflarımLev Tolstoy · Antik Kitap · 201622,8bin okunma
Neyse ki böyle çabucak büyülenmememiz konusunda bizi uyaran yine Casanova olur. Çünkü onun yaşama sanatı rehberinde tehlikeli bir boşluk vardır: O yaşlanacağını unutmuştur. Onunki gibi sadece şehvete ve somut olana yönelen Epikurosçu bir haz alma tekniği sadece bedenin genç duyguları, duyuları ve gücü üzerine kurulmuştur. Alev de kanın içinde