Kitap güzeldi. Bu bir gerçek. Fakat kesinlikle tam puanlık değildi. Bu kitap Jennifer McMahon'dan okuduğum ilk kitaptı ve McMahon'ın kalemini sevdim. •
Sorun şu ki, ben kendimi hiçbir karaktere yakın hissetmedim, Nicky hariç
•
Yani... Bir yandan ben polisiye kitaplarının bana göre olmadığını fark ettim bu kitapla. Gerçi Söylemeyeceğine Söz Ver tam olarak bir polisiye kitabı değil, aynı zamanda korku/gerilim kitabıydı da. Hem bu kitap, hem de Zehiri Kim Verdi beni bu sebeple çok sarmadı doğrusu. Ve bir yandan da gerilim kitapları da benim türüm değil. Yani gerilim kitaplarından bir fantastik/bilimkurgu/distopya okurkenki kadar zevk almıyorum. Tabii bu benim için geçerli. •
Kitabın konusu ise şöyle;
Kate, annesinin hastalığı yüzünden küçüklüğünde oturduğu kasabaya geri dönüyor ve döndüğü gece küçük bir kız, yıllar önce Kate'in arkadaşı olan, okulda 'Patates Kız' lakabıyla anılıp sürekli dalga geçilen Del Griswold ile aynı şekilde öldürülüyor. Ve bu işte bir terslik var çünkü Kate, geçmişin hayaletleri ile başbaşa kalmış durumda. •
Kitap beklentilerimi karşılamak ile karşılamamak arasında gidip geliyor. Fakat bu yine söylediğim gibi benim gerilim ve polisiye tarzı kitapları sevmememden dolayı. •
Eğer siz bu tarz kitapları seviyorsanız hiç durmayın ve gidip okuyun.