ve şuraya bak, şöyle yazmışlar,
sen devletin ve kilisenin enayisisin,
ego-rüyasına dalmışsın,
tarihini oku, ekonomik sistemi çalış,
ırk savaşlarının 23 000 yıldır sürdüğünü unutma.
hatırlıyorum da 20 yıl önce yaşlı bir Yahudi terziyle oturup
konuşurduk, lamba ışığında burnu düşmana doğrultulmuş bir top gibiydi; bir de İtalyan bir eczacı vardı, şehrin en iyi semtinde pahalı bir apartmanda otururdu; çökmeye yüz tutmuş bir
hanedanı
devirme planlan yapardık, terzi yeleğin birine düğme diker, İtalyan, purosunu gözüme sokup beni dolduruşa getirirdi, kendim de çökmeye yüz tutmuş bir hanedandım, her fırsatta
sarhoş,
iyi okurdum, açlıktan nefesim kokar, bunalırdım, ama aslında genç, güzel bir bütün kuyruk acımı alırdı, ama bunu bilmiyordum; İtalyan'ı ve Yahudi'yi dinler sonra da karanlık arka sokaklarda, otlandığım sigaraları tüttürüp evlerin arka cephelerinin alevler içinde yıkılışını izlerdim, ama bir yerlerde kaçırdık bir şeyleri: yeterince cesur değildik, yeterince cüsseli ya da ufak tefek değildik, ya da sadece muhabbet etmek istiyorduk veya sıkılmıştık, neyse işte anarşi işi
suya düştü..