Yaya ve sürücülerin trafikteki davranışlarının altında yatan psikolojik süreçleri inceler. Başlıca amacı trafik kazalarını ve bu kazaların sonucu olan ölümleri azaltabilmektir. Sürücülerin araç sürme eylemi sırasındaki algı, dikkat ve biliş süreçleri, sürücü kişiliği, risk alma davranışı, sürücülerin tutumları ve duyguları trafik psikolojinin çalışma alanlarındandır. Trafik psikolojisi, trafik tanımı altında belirtilmiş yerlerdeki en başta sürücülerin, yayaların ve yolcuların üzerinde etkide bulunan içsel ve dışsal psikolojik ve fiziksel faktörlerin çaprazlama etkisi altında kalan bireyin ön düşünme süreçleriyle birlikte ortaya çıkaracağı ve ya çıkarabileceği potansiyel davranışların o an için birey tarafından yansıtılmamış (ama her an yansıtılabilecek) halidir.
Bir üniformadan daha az kavram belirttiği halde, en az onun kadar etkili olan bir başka tür giysi de kültürümüzde otorite sembolü olarak görülen iyi dikilmiş takım elbiselerdir. Bu giysi tamamıyla
yabancı kişilerde bile itaat formu uyandırabilir. Texas'ta yapılan bir çalışmada çeşitli durumlarda 31 yaşındaki bir erkek trafik ışıklarına uymadan
Şüphesiz insanlar dünyada bin bir türlü tehlikelerle çevrilidir. Zarar ve iflas tehlikesi, trafik kazaları, hastalıklar, başarısızlıklar onları durmadan tehdit eder. Bu tehditler ve tehlikeler insanın sinirlerini bozar, moralini sarsar, cesaretini kırar. Bu, tıpkı karanlıkta korkular içinde yaşayan bir çocuğun haline benzer. Eğer bu çocuk yanında kendisini koruyacak bir büyüğü olduğunu bilirse cesareti artar, güven bulur. İşte dua eden mü'minin durumu da böyledir. Mü'min, Allah'a güvenir, O'nun her türlü tehlikelerden kendisini koruyacağına, dualarının O'nun tarafından bilindiğine ve duyulduğuna inanır. İlahi kudretin imdadına koşacağına güvenir. Ruhundaki emniyet ve kuvvet, dayanma gücü artar. Hayat mücadelesine daha büyük bir enerji ve azimle devam etmesini sağlar.
İnsandaki bütün bilgiler, bir bilgisayarın "hard diski"
gibi, uzun bellekte mevcuttur. Bu konuda literatüre girmiş
şöyle bir vakıa vardır: Trafik kazası geçiren bir insanın başında bulunan meraklı bir nörolog, hasta koma halindeyken
onunla uzun uzun konuşup, bütün konuştuklarını kaydetmiş; hastası koroaclan çıktıktan sonra ona konuşmalarının
kaydını dinletmiştir. Kayıtlarda İtalyanca konuştuğunu duyan hasta, İtalyanca bilmediğini söylemiştir. Bu bilgiye, ilk
önce kendi düşüncelerine delil oluşturacağını düşünen reenkarnasyoncular sahip çıkmışlardır. Ancak hastanın geçmişi
araşnrıldığında, babasının diplomat olduğu ve İtalya'da kaldıkları çocukluk yıllarında kendisiyle İtalyan bir bakıcının
ilgilendiği ve bakıcının kimi zaman çocukla İtalyanca konuştuğu ortaya çıkmıştır.
İŞİN BAŞI
Başbakan Nihat Erim, yurttaki anarşinin gövdesinin ezildiğini fakat başının belli olmadığını birkaç kere söyledi. Bu diplomatça sözlerle neyi kastettiği, tabiî, kesinlikle belli olmadı. Yani “başı” diyerek bir iç kuvveti mi, yoksa yabancı bir devleti mi anlatmak istiyordu, anlaşılmadı.
Türkiye’de komünist ihtilâlı yapmak isteyen kuvvet