Şimdi sıra sıra tren katarları geçiyor gözlerimin önünden, boğazımda birçok düğüm düğüm peydahlanmış kelime cümle olmaya gebe, vakit henüz o vakit değil biliyorum.
Lime lime ayrılıyor içimde bir yerler, harfler çılgın mısralar olup gün yüzüne çıkabilmek adına oradan oraya pervasızca sıçrayarak uçuşuyorlar, bu dünya bir tren istasyonu, belki bir tren garı, belki huzur dolu bir liman, ölümden hemen öncesi mutluluk kahkahaları atmakla zamanı tükettiğimiz bir ağaç gölgesi belki de, bunu çok iyi anlıyorum.