Hamarat Momun’un ve sevgili isimsiz torununun masalları vardı. Ama en önemlisi boynuzlu geyik ana masalıydı. Her şeyin başladığı masal.
Dağın eteklerinde üç hanelik küçük bir yerde yaşayan, annesi ve babası tarafından terk edilen sekiz yaşında bir çocuğun hayatını, hayallerini, oyunlarını okuyoruz. Öyle ki dedesi Hamarat Momun’dan başka ona sahip çıkacak kimsesi yok. Komşuları aynı zamanda akrabaları ama gelin görün ki akraba mı akbaba mı ? Sanki herkes her şeyin acısını bir Momun’dan bir de bu çocuktan çıkartmak istiyor. Ezdikçe eziliyorlar.
Küçüğümüz tam bir hayalperest. Dedesinin hediye ettiği dürbünle hep beyaz gemiyi izliyor. Anne ve babasının o gemiyle gelmesini istiyor. Tek isteği bir balık olup o gemiye yüzerek ulaşmak ve buna gönülden inanıyor. Boynuzlu geyik anayı çok seviyor çocuk. Onu ve dedesini geyik ananın koruduğunu biliyor. Peki kendisi ve dedesi boynuzlu geyik anayı koruyabiliyor mu ?
Cengiz Aytmatov’un karakterleri beni hep çok etkiliyor. Özellikle Momun beni derinden yaraladı diyebilirim. Kitabın sonunu okuyunca Momun için ne düşüneceksiniz çok merak ediyorum. Mutlaka okuyunuz
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Nora Yayınları · 202070,1bin okunma
Edmond Dantes…
Asla unutamayacağım, unuttuğumu hissettiğimde tekrar macerasına ortak olmak isteyeceğim bir isim. Bilmem unutulur mu ?
Bazı kitapları hiç okumamış olmayı dilersiniz, ilk okuma heyecanını tekrar yaşayabilmek için. İşte benim için o kitap Monte Cristo Kontu.
Fransız edebiyatının enlerinden biri. Alexandre Dumas’ın başyapıtı. Bir
Ah Anne’yi sizlere anlatmak için sabırsızlanıyorum. Çünkü okuyucuya anne kavramını sorgulatacak ve benim başıma gelse acaba ne yapardım diye derin derin düşündürecek bir kitap.
Küçük yaşta babasız kalan Nedim, annesi Nazime hanımla birlikte İstanbul’da yaşıyor. Nazime hanım tüm hayatını oğluna bağlamış hatta ölen eşinin yerine çocuğunu koymuş