“Oraya giderken valizimde, bavulumda oyuncaklarla gitmiştim . O çocukları görünce oyuncakları çıkarıyim dedim hediye edeyim. Çocukları sevindiririz diye..
Çıkarmaz olaydım, vermez olaydım. Çocuklara renkli, plastik olan oyuncaklar verdim. Birde geriye dönüp baktım ne göreyim. Çocuklar ömürlerinde oyuncak görmemişler, yiyecek zannediyorlar, alıyorlar çiğniyorlar, çiğniyorlar yutamayınca da tükürüp yere atıyorlar. Tükürün yavrum tükürün dedim, Dünyanın vicdansızlığına tükürün, ümmetin duyarsızlığına tükürün... Biz bunları hakettik dedim. Biz kendi evlerimizde çocuklarımıza yemek beğendiremezken, elbise beğendiremezken, modanın kavgasını verirken, hayatında hiç oyuncak görmemiş ve verdiğim oyuncağı yiyecek bir şey zannedip çiğneyen çocuk gözümün önünden gitmiyorr...”