Tak tak tak…
“Güzide! Güzide! Lütfen kapıyı açar mısın?” dedi Osman.
Gözleri yarım açık ve ayakta uyuyan bir halde kapıyı açtı Güzide. “Osman, ne oldu? Niye bu saatte kapıyı çalıyorsun?” diyerek kapıya yaslandı Güzide.
“Acil bir durum var. Sen Türk Dili Edebiyatı öğretmeni değil misin?” diye sordu Osman.
“Evet.” dedi Güzide.
“Ben şiir yazmak
"insanın kumaşı kederden"
@kitapdunyam_1
#güncelikeşfetekstra ekibiyle birlikte okuduğumuz #elemlerinnefesi Serkan Türk 'ün 2016-2021 yılları arasında yazdığı otuz sekiz şiirden oluşan bir eser. Beş yılda yazılmış gibi görünse de uzun yılların, farklı okumaların, yaşanmışlıkların birikimi ve şairlik yeteneği ile yazılan şiirler
Merhabalar 🖐
Öncelikle bu kitabı ve yazarı tanımama vesile olan https://1000kitap.com/Roso'ya teşekkür ederim Başlattığı ve hâlen de devam eden etkinliği sayesinde yazarı tanıdım. Yazarı ve yazılarını çok sevdim.
İlk başta yazarı biraz tanıyalım:
Elazığ'da 1953 yılında doğdu, babası bir kara yolları işçisidir.
Orta ve lise öğrenimini Elazığ'da yaptı.
Yazarlar ve şairler kadar profesyonel olamasak da yazmak, çoğumuz için de önemli bir tutku... Öfkeliysek hemen iki satır bir şeyler yazmak isteriz, sevinçliysek algımız açılır ve bu sevinci yine yazarak paylaşırız. Bazıları ise acılığını, yalnızlığını yazar; edebiyatımızın nostaljik prensesi Tezer Özlü gibi... Özlü, bu kitabında "Neden
Başbakan R. Tayyip Erdoğan, 28 Mayıs 2013 tarihli grup konuşmasında bu Necip Fazıl’dan şöyle söz etmiştir: “Nesillere istikamet çizmekle geçen ömründe sadece teoriyle meşgul olmamış, eğilmeden bükülmeden hayatını da bir miras olarak bize devretti.Necip Fazıl’ın “nesillere istikamet çizdiği ” doğru, ama bu istikametin iyi bir istikamet olduğu çok şüpheli.Necip Fazıl’ın “eğilmeden bükülmeden'” bir hayat sürdüğü ise hiç de doğru değil. Sadece Menderes önünde defalarca eğilip büküldüğünün belgelerini biraz önce gördünüz.
Necip Fazıl ,25 Mayıs 1980’de Türk Edebiyatı Vakfı’nca “Sultanü’ş Şuara” (Şairler Sultanı) ilan edilmiştir.
Bu haberi kendisine ulaştıranlara, “Unvanı boş verin, para var mı para! ” demiştir.